AŞK NEFRET VE HÜZÜN

564 92 35
                                    


Yeni bir günde yeniden hastanenin koridorlarında yürüyor eline imzalaması tutuşturulmuş kağıtları inceliyordu. Koridorda gördüğü personellerine gülümsemeyi ihmal etmiyor bir yandan da bu ay planlanan ameliyatlara göz atıyordu. Whipple ameliyatını listede gördüğünde istemsizce gülümsedi. Cemre'nin gitmek istediği ameliyatlar listesinde olan bir ameliyattı. 

Karşısından ona doğru yürüyen Cemre'yi ve arkasında Cemre'ye yetişmeye çalışan üç stajyerini gördüğünde gülümsedi. Anne ve yavru ördekler gibi görünüyorlardı. Feris yanına yaklaşan Cemre'ye ameliyat çizelgesini uzaktan gösterdi. 

"Whipple.." dediğinde Cemre heyecanla zıpladı. "Geldi mi?" ameliyat çizelgesine baktığında gözlerine inanamadı. "Ayy sonunda geldi." diyip çizelgeyi göğsüne bastırdı. "Ayın on ikisinde boşum da süper oldu bu." dediğinde Feris çizelgeyi ondan çekip aldı.

"Ne güzel..Girebilirsen tabi " dediğinde Cemre hayretle ona baktı. "Nasıl yani? Ameliyat.. İptal mi?" duraksayarak konuştuğunda Feris kollarını göğsünde bağladı ve Cemre'ye baktı.

"Neden iptal olsun canım? Ne zamandan beri ameliyathaneye özel istekle çağırılıyorsun Cemre'ciğim. Cerrah oldun da haberim mi yok?" Cemre hayal kırıklığı ile derin bir nefes verdi. Stajyerlerinin önünde hocası tarafından böyle ezilmek hiç iyi olmamıştı. "Genel cerrahiden Feyza Hanım'ın hastası. Ameliyata kimin gireceğine de o karar verir. Artık uğraş çabala kendine bir yer bul ameliyathanede. " diyip gülümsediğinde Cemre imalı bir şekilde hocasına baktı.

"Çok yardımcı oldunuz hocam teşekkürler." dediğinde Feris güldü. "Ne demek" onları orada bırakıp odasına yürüdü. Cemre arkasındaki stajyerlerin dönerken dişleri arasından konuştu. "Asistanlığın ne farkı var ki?" kendisine bakan yeni yetme stajyerlerine baktı.

"Düşünün bakalım beni o ameliyata nasıl sokarsınız?" dediğinde Ekim şaşkınlıkla hocası Cemre'ye baktı. "Biz mi?" dediğinde Cemre derin bir nefes verdi. "Sorun umutlarımı öldürüyor Ekim.. Sizinle konuştuğuma göre.." Ekim anlamısız sorduğu sorudan utandı.

"Ben kendim zaten uğraşacağım ama içinizden biri o ameliyata girmeme yardım ederse.." durdu ve stajyerlerine tek tek baktı. "O kişiyi önemli bir ameliyata sokarım. Anlaştık mı?" dediğinde karşısındaki üçlüden tepki bekledi ama öylece suratına bakıyorlardı. Acaba ameliyata girmek bu nesil için önemsiz miydi? Çünkü ameliyat ile teşvik olmuyor, ameliyat kelimesini duyduklarında gözleri parlamıyordu. Ameliyathanede olmak için çabalamıyorlardı. Yani Cemre'nin tam tersilerdi. İyi de o zaman bu cerrahi programında ne işleri vardı?

"Hocam bizim nasıl bir yardımımız olabilir ki?" Koray sorduğunda Cemre bu kez delirmek üzereydi. Bunlar mı anlamıyordu yoksa kendisi mi anlatamıyordu. Pes etti çünkü bu üçü işi daha da berbat edebilirdi.  "Orası sizde artık düşünü bişeyler. Pek umudum yok ama.  Hadi şimdi  acile  hasta takip edin." dediğinde üçü de hareketlendi.

 "Ha Ekim.. Ekgler yeterli nasıl olduysa beş yüzde öğrendin. On bine kadar gidersin diye korkuyordum." Ekin sevinçle gülümsedi. "Öğrendim hocam tabi sayenizde.." dediğinde Daha atik ve pratik zekalı stajyerlerim olsa diye düşündü. Ekim ve Koray zaten kötüydü ama Deniz.. Onun sesini ne zaman duyduğunu hatırlamıyordu bile. Onlarla uğraşırken bir de böylesine önemli bir ameliyata kafa yormalıydı. 

Hastane yoğun bir günü bitirmiş saat gece yarısına geliyordu. Sabahki kalabalık azalmış sadece nöbetçi personeller kalmıştı. Daha sessiz ve sakindi. Ekim Koray ve Deniz hastanenin tenha bir koridorunda yarım saatlik bir mola vermişlerdi. Bu tenha koridorda tostlarını yerken Cemre hocaları ve ameliyat hakkında konuşuyorlardı. Cemre acilde hasta dosyasını düzenlerken diğer yandan da travma odasının düzenlenmesini kontrol ediyordu. Az önce bu odadan bıçaklanan bir genç stabil hale getirilip ameliyathaneye gönderilmişti. Her yer kan içinde ve pek çok malzeme de eksilmişti. Hemşireler bu odayı yeni bir vakaya hazırlarken Cemre de az önceki vakada yapılan işlemleri ve ilaçları hasta dosyasına kaydediyordu. Yorucu bir vaka olmuştu ama yaşama şansı yüksekti. Bu mutluluk arkada kalan enkazı temizleyen herkesi mutlu ediyordu. Feris hala hastanedeki odasında dosyaların arasında kendini kaybetmiş durumdaydı. Hastanenin giderleri, gelirleri, alınan ilaçlar ve malzemeler, yapılan ameliyatlar, doktorları, hemşireleri, diğer tüm personelleri, tıbbı saygınlığı, eğitim programı... Öğreneceği o kadar çok şey vardı ki.. Şef olduğunda nöbet tutması beklenmiyordu. Kendisi eski şef Halit Bey'i genelde geceleri hastanede görür ve şaşırırdı. Nöbet tutmadığı halde hastanede ne yaptığını anlayamazdı. İşte şimdi anlamıştı tüm bu kağıtlar ve dosyalar arasında hastane için uğraşmakla meşguldu. Koltuğunda geriye yaslanıp derin bir nefes verdi ve tavana baktı. Hastaneye yönetmek ve şef olmak hayaliydi ama tüm bu ekstra işler onu boğuyordu. Tekrar dosyalara döndü. Bunları anlamaktan ve bilmekten başka çaresi yoktu.

AŞK NEFRET VE SEN /g×gHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin