|Ahmet Kaya-Acılara Tutunmak|
Aramakmış oysa sevmek, özlemekmiş oysa sevmek, bulup bulup yitirmekmiş, düşsel bir oyuncağı.
Bazen dayanmaktır sevmek; hayat nereden vurursa vursun ayakta durabilmek. Bazen yaşamaktır sevmek; soluksuz ciğer gibi sevgisiz kalbin duracağını bilmek. Bazen ağırdır sevmek; sevdiğine layık olabilmek. Ve bazen hayattır sevmek; birini çok uzaktayken bile, yüreğinde taşıyabilmek.
O yüzü, ölene kadar izleyebileceğim yüzüyle birlikte elaları, cennetin kalbinde bütün güzellikleriyle yaratılmıştı ve tanrım onun içine cehennemin kibrini koymuştu. Onu cehennemin şehvetine bulamıştı
/4 yıl önce/ Mayıs 2019
Derince bir soluk alıp elimdeki kalın 'Borçlar Hukuku Genel Hükümler' kitabını arasına koyduğum kalemi çıkartmadan kapattım. Ve masanın üzerinde sol tarafıma koyduğum yarısı limonata dolu bardağa uzanıp küçük bir yudum içtim. Masama geldiğinde ki bu çok rahat üç saat önceye tekabül ediyordu buz gibi olan içeğin artık ılık bir tadı olduğunu hissettim. İçindeki buzların erimesi nedeniyle de tadı daha berbat bir hal almıştı.
Melinay'ın da bakışları önündeki kitaptan bana doğru çevrilmişti. "Beynin yanıyor senin de değil mi?" diye konuştu sanki can çekişiyormuş gibi. "Yoruldum, artık okuduğumu anlamıyorum." Melinay'ı samimiyetle yanıtladım. Finallerimize iki hafta kalmıştı ve biz tek bir dersten bile 'bin sayfa'dan fazla bir kısımdan sorumluyduk. "Adam karısıyla kavga edip kitap yazmış sanki Katty, beyin yakıyor." dedi önündeki kalın 'Borçlar Hukuku' kitabını işaret ederken. "Bana bir ruh sağlığı ve gençlik borçlusun Fikret Eren." kitabın yazarına sitem etmeye başlamıştı bu defa da.
"En azından sınavda kanun kullanımı serbestmiş iyi tarafında bakalım." diye konuştum sağa sola kıpırdanırken, uzun süredir oturduğum için artık belim tutulmuştu. "E klasik soracak bir zahmet serbest olsun." diye yanıtladı beni Melinay üst perdeden. Telefonunu eline alıp bildirimlerini kontrol etmeye başladı. Yeni bir erkek arkadaşı vardı ve mesajlarına uzun süre cevap vermezse tartışıyorlardı, dün bir tanesine şahit olmuştum.
"Akşamki konsere gider miyiz?" diye konuştu Melinay odağını telefonundan çekip bana doğru konuşurken. "Pek havamda değilim ayrıca canlı müziği de çok sevmiyorum." zihnimde sadece çok yoğun olan sınav takvimim vardı, eğlenmeyi severdim aslında lakin bir süre sadece sınavlara çalışsam daha iyi olacaktı.
"Ben de konser diye ölmüyorum ama," diye konuştu Melinay. "Maksat sosyalleşmek, anlarsın ya." eğlenceli sesiyle ekledi. Yüzüme yerleşen tebessümü gizleme gereği duymadan gözlerimi devirdim. "Yeterince sosyaliz zaten." dedim imayla. Sahiden de üniversitenin ya da fakültenin her partisinde, etkinliğinde vardık. İstanbul gibi değildi ama Ankara'da olan çoğu etkinliği de katılıyorduk.
"Dolu Kadehi Ters Tut konseriymiş hem de." diye konuştu Melinay, bana cevap vermek yerine konuyu değiştirmeyi tercih etmişti. "Romantik ortam olur kesin gidiyoruz Katty." dedi Melinay onay bekler bir şekilde. "Aslında değişiklik olur kaç gündür sadece ders çalışıyoruz." önümdeki kitaba baktığımda artık direkt başım ağrıyordu. Çünkü çalışmak, çok fazla çalışmak gerekiyordu.
"Tamam ben geliyoruz diye mesaj atıyorum o zaman." dedi Melinay keyifli sesiyle ve odağını elindeki açık telefona çevirip bir şeyler yazdı. "Kiminle gidiyoruz biz yine ya?" aslında Melinay'ın kaç numaralı flörtü olduğunu sormam gerekiyordu. "Akınlarla birlikte işte." dedi Melinay başını bile kaldırmadan mesaj atmaya devam ederken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATRE-İ ADALET |+18
Storie d'amore"Tatlı amında onu zorlaya zorlaya genişletmem için hazır bekliyor." diye konuştu yoğun sesiyle. Tek yapabildiğim başımı koltuğa yaslayıp bana yapacaklarını beklemekken bakışlarımı ona çevirdim. Bakışlarım önündeki şişkinlikte durmuştu. Dudaklarımda...