2 gün sonra
Jimin yüzünde yer alan gülümsemesiyle birlikte aynanın karşında kendisine bakıyordu. Bugün yılbaşı gecesiydi ve kutlamayı Jungkook'un evinde yapacaklardı.
Abisi ona da gelebileceğini söyleyip izin verdiği için Jungkook ile yılbaşına birlikte girebilecekti.
İki gün önce buluştuklarında her şey sorunsuz ilerlemiş, birlikte sinemaya gidip güzel vakit geçirdikten sonra eve geri dönmüşlerdi. Tabii ayrı saatlerde girmişlerdi anlaşılmaması için.
Şimdide hala konuşuyorlardı ve Jimin onunla olan ilişkinin gün geçtikçe güçlendiğini hissediyordu. Daha önceki ilişkilerinde hep bir şeyleri eksik veya fazla hissettiği için huzursuzluk veren düşüncelere sahip olurdu ve bu duygularına da yansıdığı için ilişkiyi uzun sürdüremezdi. Ama şimdi öyle değildi, Jungkook ile arasındaki çekim ve duygu boyutu bambaşka bir seviyeydi.
Jimin
JungkooookJungkook
Söyle güzelliğimJimin
Ben erkenden geleyim miAbim zaten evde değil hala
Sorarsa yardım edilecek şeyler varmış o yüzden erkenden geldim derim
Jungkook
Gel güzelim sorman hataJimin
TamammmGeliyorum
Zaten çok önceden hazırlandığı için daha fazla oyalanmadan son kez aynadan kendine baktı ve telefonunu cebine koyduktan sonra odasından çıkıp salona ilerledi.
Anne ve babası birlikte oturmuş televizyondan yılbaşı özel sunulan programlardan birini izliyorlardı.
"Ben Jungkook hyunga çıkıyorum. Halledilmesi gereken şeyler varmış da abim daha gelmedi diye beni çağırdı." Jimin konuşmaya başladığında ikisinin de bakışları ona dönmüştü. Gerekli açıklamayı yaptığında annesi gülümseyerek ayağa kalktı ve "Dur, dur." dedi salondan çıkıp koşar adımlarla mutfağa yönelip.
Sarışın çocuk onun arkasından gidip mutfak kapısının önünde beklerken "N'oldu?" diye sordu.
"Islak kek ve kurabiye yapmıştım. Jungkook'a götür." Annesi hızlıca bir tabağa iki dilim ıslak kek ve iki tane kurabiye koyduktan sonra Jimin'in eline tutuşturdu. Sarışın çocuk itiraz etmeden aldı ve kapıya doğru ilerledi.
Her defasında uğraşmamak için terlik giydiği için yine aynı şekilde siyah terliklerini giydi ve kapıyı açıp annesine görüşürüz dedikten sonra evden çıktı.
Merdivenleri dikkatlice çıkıp Jungkook'un kapısının önüne geldiğinde zili çaldı ve beklemeye başladı.
Kapı açıldığında Jimin gülümseyerek hiç beklemeden içeri girmişti. Jungkook onu gördüğünde gülümseyerek elinde tuttuğu tabağa bakarken kapıyı kapattı. "Onlar ne?"
"Annem gönderdi. Senin için." Jimin tabağı kaldırıp yüz hizasında tutarken dişlerini göstererek gülümseyince Jungkook elini çocuğun yanağına koyup okşarken "Hmm," diye mırıldandı. Yavaşça yaklaşıp dolgun dudaklara kısa bir öpücük bıraktı ve geriye doğru çekilirken "Beğendim. Hep göndersin." dedi.
"Ya Jungkook." Jimin kıkırdayarak geriye doğru çekildi ve terliklerini çıkarıp kapının önüne düzgün bir şekilde yerleştirdikten sonra mutfağa yöneldi. Elindeki tabağı mutfağa bırakıp çıktı ve hala kapının önünde bekleyen düşünceli adama dikti bakışlarını. "N'oldu?"
"Bak, bende daha az önce öğrendim. Haberim yoktu, kızma bana." Jungkook birazdan söyleyeceği sinir bozucu şeye zemin hazırlarken Jimin şimdiden kaşlarını çatmıştı bile. "Söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother
FanfictionJimin abisinin arkadaşının büyüsüne kapılmaya başlamıştı ve bu içten içe onu korkutuyordu. (texting , düzyazı)