47- Jungkook'un yokluğu

1.1K 194 225
                                    

Jimin dersine girip çıktıktan sonra Jungkook'u görmeden direkt olarak eve gitmiş ve aramalarına cevap vermek yerine hazırlanıp arkadaşlarının yanına gelmişti.

Normalde Sungwoon'un evinde toplanacaklarken ailesinin gelişiyle plan değişmiş ve bara gitmeye karar vermişlerdi.

Jimin, Jungkook'un haberi olmadan böyle bir yere geldiği için kendini her ne kadar kötü hissetse de ona sinirli olan ve trip atmak isteyen tarafı ipleri eline almış durumdaydı.

Oturduğu koltukta bir türlü rahat pozisyon bulamadığı için kıpırdanıp dururken Sungwoon yanında oturan bedene bakarak "Yavrum iki dakika sabit duramıyor musun?" dedi alaylı bir ses tonuyla.

Sungwoon'un hitap şekli Jimin'e garip gelmişti o an çünkü Jungkook'tan başka kimse ona yavrum,güzelim diyerek seslenmiyordu. Açıkçası Jimin de başkasından duymaktan hoşlanmamıştı ama Sungwoon'un yapısı gereği rahat biri olduğunu bildiği için fazla üstünde durmamaya karar verdi.

"Koltuk çok rahatsız." Jimin diyecek başka bir şey bulamayıp cevap verdiğinde Sungwoon, Jimin'in sandalyesine baktı ve arkasında yastık olmadığını görünce "Seninkinde niye yastık yok lan," diyerek kendi sandalyesindeki yastığı çıkarıp Jimin'in arkasına yerleştirdi.

Jimin ona şaşkınca bakarken "Gerek yoktu. Birazdan bulurdum rahat bir pozisyon." dedi.

"Yok yok. Ben zaten dik oturmaya alışkınım. Yaslanmasam da olur." Sungwoon gerçekten de dediği gibi hep dik oturan hiç arkasına yaslanma gereği duymayan biriydi. Çocukluğundan beri böyle alıştığı içindi.

Jimin "Teşekkür ederim." diyerek önüne döndükten sonra masadaki telefonunun titrediğini ve Jungkook'un aradığını görünce önce kaşlarını çattı ardından telefonu alıp bir hışımla masadan kalktı. Konuşmazsa kendini daha kötü hissedeceğini biliyordu.

Sesli ortamdan uzaklaşmak için lavaboya girip aramayı cevapladı ve telefonu yavaşça kulağına götürdü.

"Nerdesin sen!? Neden sabahtan beri telefonlarımı açmıyorsun. Annene soruyorum evde yoksun."

Jimin, Jungkook'un kendisine karşı yüksek sesli konuşmasından nefret ettiği için yüzünü buruşturup birkaç saniyeliğine telefonu kulağından uzaklaştırdı ardından tekrar yerleştirip "Arkadaşlarımla dışarıdayım." dedi kendinden emin bir ses tonuyla.

"Arkadaşlarınla dışarıdasın." diye tekrarladı onu Jungkook. Siniri sesine yansımıştı.

"Evet, ne var bunda?" Jimin onun sinirinin üstüne gitmemesi gerektiğinin farkındaydı ama kendisi de sinirliydi ve her zaman alttan alan taraf olmak istemiyordu.

"Ne halin varsa gör Jimin."

Jimin suratına kapatılan telefon sonrasında kulağından çektiği telefona sinirli bir bakış attı ve anında geri aradı Jungkook'u. Telefon birkaç kez çaldıktan sonra açıldığında "Senin benim arkadaşlarımla derdin ne?" diye sordu. "Benim kendi hayatımda güzel anılar biriktirmeye çalışmam seni neden bu kadar sinirlendiriyor."

"Çünkü istediğim zaman yanımda yoksun."

"O ne demek Jungkook. Kafayı mı yedin sen?" Jimin bu sözden tam olarak ne anlaması gerektiğini bilmiyordu.

"Kaç gündür kötüyüm. Hatta bok gibiyim ama fark etmiyorsun bile. Üniversiteye geçtiğinden beri tek derdin arkadaş çevren oldu. Lan ben senin gözlerinin içine baktığımda anlıyorum iyi olup olmadığını. Sen neden anlamıyorsun, illa benim anlatmam mı gerek?"

Jimin birkaç saniye önündeki duvara öylece bakarken çatık kaşları gevşedi ve sesindeki sinir yerini kendini bilmez bir tona bırakırken "Jungkook, hayır. Yok öyle bir şey." dedi. "Farkındayım Taehyun konusunda ne kadar hassas olduğunun. Ama sen konuşmak istemiyorsun ki ben ne yapabilirim bu durumda."

brother Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin