27- Kıskanırım

3.7K 413 357
                                    

Akşam olduğunda annesi Jimin'in doğum günü olduğu için yosun çorbası ve daha bir sürü yemek yapmıştı. Jungkook'u da davet ettikleri için o da gelmişti.

Dün gece birlikte uyuyup uyandıktan sonra birlikte güzel bir kahvaltı yapmışlardı. Ardından zaten Jinghyu, Jungkook'a Jimin'in arkadaşından geleceğini ve direkt olarak kendisine çağırmasını söylemişti. Jimin de sanki Taehyunglardan gelmiş gibi abisini aramış ve 'ben geldim, Jungkook hyungdayım.' demişti.

Akşama kadar yine birlikte vakit geçirip öpüşüp koklaştıktan sonra Jimin'i eve çağırdıkları için gitmek zorunda kalmıştı.

Jimin ailesinin onun için bir şey planladığını hissedebiliyordu zaten ama fark etmemiş gibi davranıp ses etmiyordu. Herkes birlikte yemeğe oturmuşken Jimin kaçamak bakışlarla karşısında oturan ve babasıyla oldukça koyu bir şekilde sohbet eden Jungkook'a bakıyordu.

Aklına dün onunla birlikte yaşadıkları gelince ister istemez içinde heyecan duygusu baş gösteriyordu. Aynı zamanda gözleriyle Jungkook'un yediklerini takip ediyordu çünkü kendisi de eve gelince annesiyle mutfakta yemek yapmaya koyulmuştu ve çok sevdiği için mandu yapmıştı.

Ama Jungkook manduya uzanıp tadına bile bakmamıştı çünkü yağda kızartılan çoğu şeyi yemiyordu. Jimin bunu bildiği için üzülmemişti ama yine de yemesini istiyordu.

"Jimin çok güzel olmuş mandu. Ellerine sağlık." Jinghyu üçüncü lokmasını ağzına atarken konuştuğunda Jimin ona gülümseyerek baktı ve "Afiyet olsun." dedi.

Jungkook kaşlarını havaya kaldırıp Jimin'e bakarken "Sen mi yaptın?" diye sordu ve eline aldığı çubukları manduya uzatarak bir tanesini aldı.

Jimin ona heyecanla bakıp kafasını salladığında Jungkook çubuğun ucundaki manduyu ağzına aldı ve çiğnemeye başlarken beğenmiş bir ifadeyle kafasını ağır ağır aşağı yukarı salladı. "Çok güzel olmuş."

"Afiyet olsun." Jimin ona dişlerini göstererek gülümsediğinde Jungkook da gülümsedi. Çekip öpesi gelmişti ama yapamayacağı için anında bakışlarını masaya indirip yemeğine devam etmişti.

Hatta iki tane mandu daha yemişti. Sırf Jimin onun yediğini görünce çok mutlu oluyor diye. Tadı da gerçekten güzel olmuştu ama Jungkook yağlı şeyleri yemeyi sevmiyordu. Ağzında büyüyor ve midesini bulandırıyordu.

Kafasını kaldırıp sarışına baktığında kendisine baktığını görünce gülümseyerek göz kırptı ve eline su bardağını alıp küçük bir yudum içti.

Jimin onun bu tavrına gülerek kafasını önüne eğerken yemeğini yemeye devam etti. Böyle gizli gizli flörtleşiyormuş gibi bakışmak hoşuna gitmişti nedensizce.

Kaçamak bakışlar ve güzel sohbetlerin sonunda yemek bittiğinde ailesi Jimin için aldıkları pastayı kesmişler, hediyelerini vermişlerdi.

Daha sonra ise Jinghyu kardeşine bakarak "Hadi hazırlan, çıkmamız gerek. Senin için parti ayarladım." dediğinde Jimin ona şaşkınlıkla baktı. "Gerçekten mi?"

"Evet. Arkadaşlarını da çağırdım." Jimin heyecanla oturduğu yerden kalkıp kafasını salladı ve salondan çıkıp odasına girdi.

O sırada Jungkook da kalkıp "Bende bir lavaboya gideyim." diyerek salondan çıktı. Arkasını kontrol ettikten sonra banyonun yanında yer alan kapıyı açıp Jimin'in odasına girdi.

Dolabının önünde kıyafet seçen çocuk kapı sesini duyduğunda kafasını çevirip omzunun üstünden baktı ve Jungkook'u görünce kocaman gülümseyerek "N'oldu?" diye sordu.

Jungkook cevap vermek yerine hızlı davranmak için dolabın önündeki çocuğun yanına ulaştı ve yanaklarını kavradığı çocuğu kendine çekerek dudaklarına yapıştı.

brother Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin