Düğünden birkaç gün sonra Murat, karısını alıp yeni bir başlangıç için İstanbul uçağına binmişti. Şimdi ikisi yan yana, kalabalığın içinden sıyrılıp gidiyordu. Yüreklerinde taze başlangıcın heyecanı, her şeyi geride bırakmış olmanın da verdiği hüzün vardı. Mutlu hissediyorlardı ve her şeyin hayırlısı için dua ediyorlardı. Kimse onların bu kararına karşı çıkmamıştı. Çünkü elbet bir gün geri döneceklerdi. Ve bu onların akıbeti için belki de en hayırlısıydı. Yeni ev bulana kadar Hayat'ın İstanbul'daki arkadaşında misafir olacaklardı. Kışa yaklaşırken bile masmavi kalmayı başaran gökyüzünü izliyorlardı. Murat kolunu kaldırıp göğsüne Hayat'ı çekti. Bütünlük onlar için güzeldi. Hayat, kocasına yaslanmış vaziyette geçmişi düşündü. Evlenmeden önceki kavgalarını, sürekli bitme noktasına geldiklerini, ilişkinin ikisini de yıpratmasını, farklı kültürün verdiği zıtlığı, kararsızlıkları ve en sonunda en güzeli için en büyük yanlışı bile isteye yapmalarını düşündü. Çünkü fırtınadan önce her şey derli topludur.
- Biliyor musun sevgilim, seninle yürüdüğüm bu yolda bir kez bile pişman olmadım. Ailem benimle konuşmazken bile acaba mı dediğim yolun sonunda seni gördüğümde her şeyi unutuyordum. Bedel ödedik, şimdi mutluluğa gidiyoruz. Bu yolda belirsizlikler var, korkular ama biz hep yan yana olduğumuz sürece her şeyin üstesinden geleceğimize inanıyorum.
Murat onu dinlerken alnından öptü.
- Benim güzel kızım, artık ikimize ait bir düzen kurmanın vakti geldi. Başkalarının inşa ettiği sarmaşık bizi boğar, gitmemiz iyi oldu. Artık düzeni kurup sadece işimle ve ailemle meşgul olmak istiyorum.
- Ben de okulumla ve yuvamızla.
Hayat, sevdiği adama bir kez sırnaşıp gözlerini kapattı.
...
Beritan ile Kenan, oğlunu gönderdikten sonra kendi uçaklarını beklemişlerdi. Balayı için Bodrum'a gidiyorlardı. Beritan'ın organize ettiği mükemmel bir plan vardı, hem bu tatil Kenan için ömrünün hediyesiydi. Sonuna kadar hak ettiğini düşünürken, aşireti Kemal'e emanet etmişti. Gözü arkada kalmayacaktı, bazı şeyleri onsuz da halletmeleri gerekiyordu.
Uçak indiğinde onları bekleyen araç otele doğru yolu çıkmıştı. Kısa bir şehir yolcuğu ardından ultra lüks hotele giriş yapmışlar, odalarına çıkmışlardı. Hemen eşyaları yerleştirip dinlenmek için duş almışlardı. Otelin ambiyansı muhteşemdi. Duştan çıktıktan sonra odalarındaki balkondan etrafı seyrederken, Bodrum'un maviyle beyaz uyumuna hayran kaldı. Karısı akşam için hazırlanıyordu. Kenan onu beklerken, dolabı incelerken bulduğu viskiyi balkonda içiyordu.
Beritan, banyodan çıkınca, bedenini saran ateş kırmızı dar bir elbise giymişti. Sütun bacaklarını saran aynı renk büyük ihtimal takım olarak aldığı incili topuklusuyla uyum içindeydi. Yaptığı makyajı onu daha seksi gösterirken sürdüğü kırmızı ruj makyajını tamamlamıştı. Kapkara saçları omuzundan aşağı dökülürken uçları dalgalı iniyordu. Balkonda sırtı dönüp kocasına doğru emin adımlarla yürüyüp arkasından sarıldı. Göğsünde birleştirdiği elleri kaslı vücudu sararken, başını kocasının geniş sırtına yasladı.
Kenan ona doğru dönüp ellerini tuttu. Bir elini cebine atarken diğer eliyle tuttuğu karısını döndürüp baştan aşağı süzdü.
- Esmerim, ateşim, beni yakıyorsun. Bu ne güzellik...
- Teşekkür ederim beyefendi siz esmerliğime uyumlu siyah kombininiz ile muhteşem gözüküyorsunuz.
Kenan, gülümsemekle yetinip karısıyla odadan çıktı. Beraber aşağı inip restorana geçtiler. Geceleri daha yeni başlamıştı. Kenan'ın aklından geçen ise, bir an önce odaya geri dönmekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz ( FİNAL)
Teen Fiction~KÜÇÜK BİR DENİZ KIZI HİKAYESİ ~ Başını yana yatırıp kollarını açtı. Parmak uçlarında, kesimlerde, her bir zerresinde efil efil esen rüzgarın huzurunu hissetti. Başını kaldırdı ve ellerini aşağı indirdi. Ayaklarında, ellerinde, her bir zerresind...