İnsanın en tehlikeli hali, kendisini bildiği ve her şeyi kabullendiği halidir. Bir kadının en güçlü anı ise binlerce kez düştüğü yerden tek seferde kalkabildiği andır.
Kendi içinde o gücü bulan kadın, kendine acıma duygusunu yok sayarak acımasız bir hale gelir. Kurşunsuz ölmek istiyorsanız, sizi çok seven kadını hiçe saymanız yeterlidir.
- NİLAY SUDE ÖZCAN
KİMSE YENİ YARA AÇAMAZ ARTIK
ÇOK CANIM YANDI ACIMAZ ARTIK
BUGÜN DÜŞERSE YARIN KALKAR
BU KIZ KENDİNE ACIMAZ ARTIK
...
Hazar, kısa ziyaret sonrası Kenan'a Halit'in bulunduğu yeri konum olarak göndermiş altına da şu notu ekletmişti.
GÖNDEREN : HAZAR
ALICI : 05*********
Halit'in bütün eşyalarını hazırlatıp havaalanına gönderin sonra gidip bu yerden alın ve oraya koyun. Uçağa binip gidene kadar adamların etrafta gözlem içinde olacak. güvenmediğimden değil, buralarda tedbir almak şart değil mi Kenan? Akşama yemekte görüşürüz.
...
Hâlâ sessizliğin içine gömülüydü kulakları, gözleri katran karası. Uyuşan elleri ve ayakları yüzünden uyku imkansız gelse de bayılıp ayılıyordu. Sadece farkında değildi. Sessizce dua edip kurtulmayı diledi. Bunu ona yapanları ve yaptıranları döverek gebertecekti. Her neyin içindeyse öfkeden deli oluyordu. Aklına binbir ihtimal gelirken en başta Deniz'i düşünüyordu. Onu esir alan adamların,Deniz ile ne alakası olduğunu çözmeye çalışıyor ama bir türlü sonuç bulamıyordu. O ne badireler atlatıp, nice beterlerini yaşamıştı, bunu da atlattığı an her şeyin bedelini en ağır şekilde ödetecekti.
Rutubet kokusunu ciğerlerine çekerken dış kapının açıldığını işitti. Sonunda birisi gelmişti. 2 adam ona doğru geliyordu. Adım sesleri gittikçe yaklaştığında durduklarını anladı. Bir anda burnuna çok keskin bir koku geldi. 'Olamaz!' diyerek düşünceleriyle cebelleşmeye başladı.
' O bana bunu yapmaz'!
' O DEĞİL!'
Diye düşündüğü şeyleri kafasından atmaya çalıştıkça bir kez daha o keskin kokuyu ciğerlerine çektiğinde iyice emin oldu. Boğazına dolan hırlamayı bastırmadan sıktığı dişlerinin arasından konuştu. Öfkesi kanında deli gibi akıyordu.
'' Bekir Ağa, burada olduğunu biliyorum! '' Aklında sadece 'neden?' vardı.
Bekir Ağa, Halit'in bu konuşmasına epeyce şaşırmıştı. Ellerini arkasında birleştirip kamburunu dikleştirdi.
'' Nasıl biliyormuşsun ?'' diye tısladı en sevdiği çalışanına. Ona böyle ihanet etmek hiç için sinmiyordu.
Halit korkunç bir kahkaha attı.
'' Bağışlayın ağam ama karşınızda aptal bir insan yok. Gözlerimin kapalı olması koku almadığım anlamına gelmiyor. Ne çabuk unuttunuz özel Ardıç ağacından yapılmış kolonyanızın benim aldığımı.'' diye küstahça konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz ( FİNAL)
Novela Juvenil~KÜÇÜK BİR DENİZ KIZI HİKAYESİ ~ Başını yana yatırıp kollarını açtı. Parmak uçlarında, kesimlerde, her bir zerresinde efil efil esen rüzgarın huzurunu hissetti. Başını kaldırdı ve ellerini aşağı indirdi. Ayaklarında, ellerinde, her bir zerresind...