bölüm 33

758 34 3
                                    

Yorucu günler geçmiş, cumartesi çatıp gelmişti. Güneş huzmeleri tenini ısıtınca uykusundan uyandı. Gerinip soluna baktığında, karısının uyuduğunu fark etti. Ses yapmamaya özen göstererek yataktan kalktı. Dolaptan karısının özenle ütülediği eşyalara göz attı. Bugün şirkette çok işleri vardı. Yeni bina bitmişti ve asıl şirketteki gündeme göz atması gerekiyordu. 

Beritan ile Zehra'yı alacaktı. Deniz'in bu konudaki keskin tepkisi canını sıkıyordu. Tamam bir  yanlış anlaşılma olmuştu ama sonuçta netice ortaya çıkmıştı. Ne diye istemiyordu anlamıyordu. O, evde yalnız kaldığı için üzülüyor onu düşünüyordu ama Deniz buna katlanmaya devam etmek isteyecek kadar Beritan ile bir süre de olsa yaşamak istemiyordu. 

Siyah kumaş pantolonunu çıkarıp omzuna buz mavisi gömlek attı.  uykusunu alamamış bir vaziyette lavaboya girdi.  

Güneş ortalığı ısıtmaya başlamıştı ki bugün havanın güzel olacağı anlaşılıyordu.  İçeriden çalan telefonunu duyunca kemerini aceleyle ilikleyip çıktı ama Deniz sese çoktan sıçramış kim arıyor diye telefona bakıyordu. Kaşları çatılmıştı. Kapının önünde dikilen kocasıyla göz göze gelince ona vermeden telefonu açtı.

- Efendim?

Karşıdaki bir müddet konuşmadı. Bir başkasının açacağını düşünmemiş afallamıştı.

- Merhaba, sanırım Deniz ile görüşüyorum.

 Yatağında doğruldu.

- Evet, Beritan. Benim. Bir şey mi olmuştu?

Kıkırdama sesi duyunca nefesini tuttu. Nedense bu kadına karşı bir gıcıklık hissediyordu.

- Yok, biz uçağa bineceğiz de Rüzgar'a onu haber edecektim. Rica etsem kendisine iletir misin? 

Kaşları havaya kalktı. Bir dudağı hafifçe yukarı kıvrıldı. Tekrar kocasına bakınca sana inanamıyorum der gibi bakışlarını gördü.

- İletirim tatlım, iyi yolculuklar. dileyip telefonu kapattı. İfadesiz bir şekilde kocasına baktı. 

- Uçağa biniyorlarmış onu haber etmek için aramış.

-Ben sana diyecek bir şey bulamıyorum şuan. Pes yani!  Ayıp değil mi yaptığın hatunum biraz önyargını kırsan mı diyorum?

- Aay öf Rüzgar. Vallahi sabaha hiç güzel bir başlangıç yapmadım, bütün modum düştü yeminle.

 diyip yatağın içine kıvrıldı. Sinir olmuştu. Gelmelerini istemiyordu. Onun yüzünden kocasıyla ciddi bir şekilde kavga etmişti.  Rüzgar ise bu dönemlerde onun hassas olduğunu biliyordu. Sonuçta gebeydi ve bu kolay bir şey değildi. Anlayış gösterebiliyordu.  Onu sürekli mutlu görmek istiyordu.

- Ben sana ne yapacağımı bilirim.

Diyerek yatağa uzandı. Minik bedeni taşımak hiç te zor değildi. Bir hışımla kucağına aldığında Deniz kıkırdamaya başlamıştı. onun güçlü kolları arasında olmak istiyordu sürekli.

Beraber banyoya girerek onu lavabonun kenarına oturttu. Bacaklarını araladı ve Rüzgar kendini oraya yerleştirdi. Şimdi yüz yüze daha yakındılar.  Ellerini omzunun arkasında birleştirdiğinde Rüzgar iki eliyle beline sarıldı. Gerdanının açıklığı onu cezbediyordu. Her bir zerresine aşıktı ve her bir zerresi ona aitti. Dudaklarını bastırdığında sakalların batmasının verdiği hisle başını geri attı. 

- Rüzgaaar

Kendini ondan zor kopararak suyu açtı. 

- Hadi dişlerini fırçalayalım. Diyerek fırçaya macun sürdü.  Ağzını ıslattıktan sonra Rüzgar Deniz'in dişlerini fırçalamaya başladı. İlk başta sıkıntı yokken firça diline değdikçe içi kalktı. Macun tadını aldıkça öğürme hissi geliyordu. Eliyle bileğini tutup ittirdi. Aniden tükürdü ve ağzını duruladı. Derin nefes aldı his geçmedi. Aklına geldikçe öğürmek istiyordu. Rüzgar onun kusacağını anladığında saçlarını arkaya attı.

Deniz ( FİNAL) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin