Duyguları eskisi kadar net hissetmediği gibi zaman kavramı da farklılaşmıştı İclal'in. Ne vakit gündüz oluyor, ne zaman gece çöküyor anlayamıyordu. Günün gündüz vakitlerinde varlığını hissetmiyordu zaten uykuda gibi, ayağını sürüyerek gezen zombiler gibi oluyordu ancak var olduğunu geceleri hissedebiliyordu. Geri kalanı ise silik,donuk hatıralardi. Geçmiş çok acı vermiyordu artık ama ona yaşatılanlar da hâlâ mıh gibi çakılıydı beynine unutmayacak, unutturmayacaktı. O doktor ve hemşiresini bulmak haftalarını almıştı, belki de aylarını, artık çok da önemli değildi İclal için, nasılsa bir sonsuzluğun içinde hapsolmuştu, istemediği kadar çoktu yani zamanı. O doktorun ve hemşiresinin asıl çalıştıkları hastaneyi bulmuştu. Onu götürdükleri izbe klinikten bozma yer daha çok yasal olmayan işler için kullandıkları bir yerdi. O katillerden bebeğinin intikamını alacaktı, henüz nasıl yapacağını bilmiyordu ama mutlaka bir yolunu bulacaktı.
Hava hafif yağmurluydu .iclal hastaneye vardığında isminin Aylin olduğunu öğrendiği doktorun hemşiresi bir elinde çay fincanı kulağında telefon, fısır fısır biriyle konuşuyordu. Taze hayaletimizin konuşmalardan anladığı kadarıyla Aylin hemşire, doktor Mithat ile konuşuyordu. Evet İclal in bebeğini öldüren doktorun ismi de Mithat di. "Tanıştığımıza hiç memnun olmadım" dedi İclal.İclal'in içindeki öfke, bir volkanın derinlerinde yavaşça kaynayan lav gibiydi. Her an patlamaya hazır, her an yıkıcı bir güce dönüşebilirdi. Gözlerindeki parıltı, intikam ateşini besliyordu. Artık sadece kendisi için değil, bebeği için de savaşıyordu. O katiller kaçamazlardı; İclal onları bulacaktı. Kararlılıkla adımlarını atan İclal, karanlık sokaklarda sessizce ilerliyordu. Gecenin sessizliği, onun içindeki fırtınanın yankısını taşıyordu. İntikamın soğuk nefesi, onun omuzlarına düşüyordu. Belki de zamanın sonsuzluğunda, bu kararlılıkla yürüyen kadın, adaletin karanlık koridorlarında bir ışık olacaktı. Yine bir iş peşindeydi katil ikili. Heyecanlı heyecanlı anlatıyordu doktor bozuntusu, avının kokusunu alan bir çakal gibi paranın kokusu da onu heyecanlandiriyordu. Aile çok zengin diyordu. Ama bebekleri olmuyormuş. Problem kadındaymış. Adam bu yüzden evinden karısından uzaklaşmış, şirkette çalışan başka bir kadınla ilişki yaşamaya başlamış. Kadın hamile kalmış. Adamın karısı olanları duymuş. Önce adamı terk etmiş büyük rezalet çıkarmış
Ama adam bir şekilde karısı ile barışmış. Karı koca karanlık bir plan yapmışlar. Hamileliğin başından bu yana Doktor Mithat adamın sevgilisini değil de karısını hamile gibi göstermiş bütün kayıtlar kadının üzerine açılmış.Adamın genç sevgilisinin tabii ki bu durumdan haberi yokmuş. Zavallı kız adamın kendisini sevdiğini düşünüyor ve karısından boşanıp aile olacaklarını zannediyormuş.Doğum zamanı nihayet gelmiş. Doktor Mithat ve hemşiresi Aylin, iclale kürtaj yaptıkları O klinikte yeni kurbanlarının doğumunu gerçekleştireceklermiş. Bebek doğduktan hemen sonra adam ve karısının üzerine kaydedilecek, Kızcağızın elinden bebeği alınacakmış. Aile çok nüfuzlu ve zengin olmalarına güvenerek kızcağızla baş edebileceklerini düşünüyorlarmış. Sonuçta kadının kimsesi yokmuş adamın şirketinde çalışan daha 21 yaşında kimsesiz bir kızcağızmış. İclal bunun olmasına asla izin vermeyecekti. Onun bebeğini ve hayatını çalmışlardı. Bu kızın başına da benzer bir şeyin gelmesine müsade etmeyecekti. Onların oyununu bozmak için 3 hafta vakti vardı. Çok iyi bir plan yapmalıydı.Ama kendi başına ne yapabilirdi bilmiyordu. Aylin hemşire telefonu kapatıp nöbet yerine döndükten sonra iclal onu biraz korkutmaya karar verdi. Bu kadarcık eğlenmeye hakkım var diye düşündü. Hemşire odasında Aylinden başka kimse yoktu. İclal önce üzerinde tıbbi malzemelerin bulunduğu masayı biraz salladı. Telefonundan film izleyen Aylin hemşire irkilerek sağına soluna baktı. Biraz şaşırsa da kendine öyle geldiğini düşünüp film izlemeye devam etti. İclal bu sefer duvarda asılı sus işareti yapan hemşire fotoğrafını yerinden çıkarıp attı. Aylin çığlık çığlığa dışarıya koştu. Kimse Aylin i duymamıştı. Hastanenin koridorlarında çok fazla insan yoktu.Aylin hemşirenin çığlıkları koridorun sessizliğini yırtıyordu. İclal, karanlık koridorlarda sessizce ilerliyordu. Aylin'in korkusu, onun içindeki öfkeyi daha da besliyordu. Hastanenin soğuk duvarları, sanki ona yaklaşıyordu. Işık, titrek koridor lambalarının altında dans ediyordu. İclal'in adımları, yankılanan bir hüzünle birleşiyordu.Kapıların gıcırtısı, Aylin'in kaçışını daha da hızlandırmıştı. İclal, onun peşinden sessizce ilerliyordu. Aylin, tuvaletin kapısını açtığında, içerisi karanlığa gömülmüştü. Sadece bir tek lamba yanıyordu. Aylin, aynaya baktığında, yorgun yüzünü gördü. Gözleri kızarmıştı, uykusuzluktan ve korkudan. Ama aynada başka bir şey daha vardı: İclal'in silueti.
İclal, sessizce Aylin'in arkasına geçti. Aylin, suyu açtığında, soğuk damlalar yüzüne çarptı. İclal, ellerini Aylin'in boynuna koydu. Aylin, nefes alamıyordu. İclal'in parmakları sıkıca kapanmıştı. Aylin'in gözleri büyümüştü, çaresizce etrafa bakınıyordu. Son bir çırpıda, Aylin bayıldı.Aylin'i yeterince korkuttuğuna ikna olduktan sonra Hastanenin koridorunda bu işi nasıl çözeceğini düşünerek dalgın dalgın yürümeye başladı. Hasta odalarının birinden üzerinde beyaz önlükle, kendi yaşlarında genç bir adam çıktı. Yüzüne dikkatli baktığında İclal bu adamı tanıdığını fark etti. Lisede aynı sınıfta okuduğu Umut. İclal, Umut u liseden hatırladığı kadarıyla çalışkan ama içine kapanik bir çocuktu. Hatta bu sessizliği ve sakinliği yüzünden zorbalığa uğradığı bile oluyordu. Kalın kemikli çerçeveli gözlüklerinin ardında çimen yeşili gözleri hep parlardı. Bir kaç kere ders esnasında Umut u kendisine bakarken yakalamıştı İclal. Böyle anlarda hemen bakışlarını kaçırır başını ders kitabına gömerdi genç kız. Yanlış anladigini düşünürdü. Başka bir kıza bakıyordu mutlaka. Kendine güveni hiç yoktu çünkü İclal in. Yakın arkadaşlarının çok güzel bir kız olduğunu söylemesine de inanmazdi. Ne de olsa (toplumun deyimiyle) özürlü -böyle doğduğu için kimden özür dilemesi gerektiğini de hiç anlayamamıştı zaten- bir kızım diye kimseye yaklaşmaz, hiç kimseyi de kendine yaklaştırmazdı. İlk kez Tuna ya kalbinin kapılarını açmıştı ama sonrasında olanlar malumdu. Aklındaki düşüncelerden sıyrılan İclal Umut u takip etmeye başladı. Bir şekilde ona kendini anlatacak, ondan yardım isteyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Araf'ın Kıyısında
FantasyNe gidebildim, ne geri dönebildim. Hastalılklı bir aşk uğruna hayatımı feda ettim. Sonunda bir köprünün üstünde buldum kendimi, bıraktım boşluğa hayallerimi... ama gidemedim,cehennemin kıyısında bu dünyanın boşluğunda kalakaldım. Şimdi intikam vakti...