bölüm 8

14 4 1
                                    

İclal i evine bıraktıktan sonra Tuna olanlarla ilgili içini pişmanlık kaplamıştı. Dün gece sarhoşken olanlara engel olmalıydı. O kadar ileri gitmemesi gerektiğini düşündü. İclal in ilk defa kendisi ile birlikte olduğu ortadayken durmalıydi. Bu durumun yarın öbür gün başına dert olacağı kesindi.
İclal'den hoşlanıyordu ama o kadar. Henüz daha ilerisi şeyler için hazır değildi. Ama bu durum İclal i muhakkak beklenti içine sokacaktı.
Üstelik ailesi o kızı gelin olarak muhtemelen kabul etmeyecekti.
Hem kendi çevrelerinden değildi hem de İclal in engeli ailesi için sorun teşkil edecekti. Aptal Tuna diye hayıflandı kendi kendine, düştüğün çukurdan nasıl kurtulacaksın bakalım.
Gezip eğlenmek iyiydi tabi çok büyük salaklık ettim dedi.
Neyse artık pişman olmanın faydası yok ilerisini ileride düşünürüm şimdilik bir sorun yok nasılsa durduk yere canımı sıkmanın bana faydası yok diye düşündü.
Arabasını arkadaşlarıyla sürekli gittikleri mekanın önüne park etti.
Serdar ve Serkan ile buluştu. İki kardeş olan arkadaşlarının yanında bulunan kızlarla eğlenip biraz dağıttı. İclal ile takılmaya başladığından beri onlarla çok seyrek görüşmüştü. İkisi de biraz bozuk çalmışlardı Tuna'ya ama gecenin ortalarında eski neşelerine yeniden kavuşmuşlardı.
Gece boyu İclal bir kaç mesaj atmıştı ama hiç birine dönüş alamadı Tuna dan. Biraz burulsa da işi vardır diye çok üstünde durmadı zaten kardeşiyle de sohbet ettikleri için üstünde durmaya da çok fırsatı olmamıştı.
Ertesi günü ofisi aynı saatte açtı İclal saat 11 e doğru da Tuna geldi. Biraz dosyalarla ilgilendiren sonra İclal dün gece mesajlarına neden cevap vermediğini sordu.
_ dün gece annemlerdeydim diye cevap verdi Tuna. Eski bir aile dostumuz yemeğe gelmişti. Sohbet muhabbet derken geç kalktılar. Onların yanında telefonla ilgilenemedim. Sonra geç oldu uyumuş olduğunu düşünüp cevap vermedim dedi. Hesap sorulması biraz rahatsız etmişti onu ama İclal e belli etmedi. Özür dilerim canım diye bitirdi dudağına ufak bir öpücük kondurarak.
_ önemli değil dedi İclal. Aslında önemliydi onun için ama sorun yokmuş gibi davrandı, Tuna yi kaybetmekten çok korkuyordu çünkü çok aşık olmuştu. Her ne derse yapmaya hazırdı sevdiği adam için.
Stajının bitmesine 2 ay kalmıştı. Sonra sıkışmamak için gerekli bütün evrakları hazırlamıştı. Tuna nin doldurması gerekenleri bile doldurtup şimdiden imzalatmıştı. Geriye sadece okula teslim etmek kalmıştı ki onu da posta yoluyla halledecekti. Staj bittikten sonrasını hiç konuşmamışlardı. Tuna konuyu hiç açmayınca o da sormaya cesaret edememişti. Durumdan istifade ediyormuş gibi düşünmesini istemiyordu.
Bir hafta kadar sonra bir öğle üzeri Tuna nin annesi tekrar gelmişti ofise. Tuna ve İclal çalışıyorlardı. Ancak sevgili olmanın verdiği rahatlıkla fazla yakınlaşmışlardı. O esnada annesi pat diye gelmiş onları uygunsuz olmasa da fazla yakın çalışırlarken yakalamıştı. Bu durum Handan hanımın hiç hoşuna gitmemişti.
Oğluna ters bir bakış atarak odasında konuşmak istediğini söylemişti. Odaya geçerken de İclal e bize iki kahve gönder sade olsun dedi. Yüzüne Küçümseyen bir bakışla soğuk bir gülümseme iliştirmeyi de ihmal etmemişti. Kadın İclal'den İclal de kadından hiç hoşlanmamıştı.
Tuna'nın annesine hiç müdahale etmemesi de onu ayrıca incitmişti. Kadın onun sekreteri olmadığını bildiği halde sekreteri muamelesi yapıyordu. Üstelik amacı İclal i küçümsemekti. Adının Handan olduğunu öğrendiği Tuna nin annesi 1 saat kadar oğluyla sohbet ettikten sonra ofisten ayrıldı. Giderken İclal e tek kelime etmeden sadece o soğuk bakışıyla bir süre baktıktan sonra başıyla hafif bir selam verdi. Oğlunun fazla ilgi gösterdiği bu kızdan hoşlanmamıştı. Bunu da açıkça belli etmekte herhangi bir sakınca görmüyordu.

Araf'ın KıyısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin