Multimedya; Burak
Gözleri, gözlerim ve dudaklarım arasında gidip geliyordu.
O an heyecandan elim ayağıma dolaşmıştı.Hızla Cenk ten birkaç adım geriye atmıştım kendimi.
"Şey.. Ben özür dilerim yani teşekkür ederim. Ayağım kayınca biran.."
Ben ne diyecegimi bilmeden konuşmaya başlamıştım. Cenk beni susturdu.
"Abartma. Özür dilemene gerek yok. Sürekli benden özür diliyorsun."
gülerek konuşmuştu. Bende zoraki bir gülümseme koymuştum yüzüme.
"Eğer biraz daha burada durmaya devam edersek açlıktan öleceğim. Hadi."
Cenk i kolundan tutup çekiştirerek kantine götürdüm. Boş bir masaya oturdum. Cenk bir kaç dakika sonra iki tost ve iki kola ile yanıma gelip sandalyeye oturdu. Birkaç dakika sessizce oturup tostlarımızı yedik. Sessizliği bu sefer Cenk bozmuştu.
"Geldiğimden beri yanında hiçkimseyi görmedim. Galiba bu okulda pek arkadaşın yok."
Suratımı asarak konuşmaya başladım.
"Evet öyle. Nedenini bilmiyorum ama bu okuldaki tipler bana göre değil. Kimseyi sevmiyorum bu okulda hatta bu şehirde. Burcu vardı, eski sınıf arkadaşım. Onunla daha iyi anlaşıyordum. Fakat o da bu okuldan gitti. Senin anlayacağın ben yanlız bir kızım."
Son cümlemi söylerken biraz daha gülümsemiştim.
"Bak buna şaşırdım işte senin gibi bir kızın hiç arkadaşı olmamasına."
biraz duraksayarak devam etti.
"ben her zaman senin yanındayım."
Son sözü beni gerçekten çok etkilemişti. Bende konuşmaya başladım."Bana neden bu kadar iyi davranıyorsun? Bide kardeşinle kavga ettim."
"Ben.. çünkü senden çok..
yani senin çok iyi bir kız olduğunu anladım. Masum ve zararsız, sen çok iyi birisin."Bu söylediğine karşın da yüzümde bir tebessüm oluştu.
Biz konuşmaya dalmışken zilin çalmasıyla irkilip masadan kalkmıştık. Sınıfa çıktığımda gördüğüm şey karşısında sinirden titremeye başlamıştım. Gerizekalı Burçin çantamı yere atmış, benim oturduğum sırada birkaç arkadaşıyla oturuyordu.
Kendime gelmeye çalıştım. Yavaşça Burçin e yaklaştım."Senin zorun ne? Benimle alıp veremediğin şey ne?"
Burçin sinirle oturduğu yerden kalktı. Birkaç kız onun geçmesine izin vererek sıradan kalkmışlardı. Burçin bana yaklaşmıştı. Aramızda çok az bir mesafe vardı.
"Sen hala bunu bilmiyor musun? Sevmiyorum kızım seni. İstemiyorum bu sınıfta, bu sınıfı bırak aynı okulda olmaktan nefret ediyorum. Anlıyor musun?"
sesini yükselterek konuşmuştu. Neydi benden bu kadar nefret etmesinin sebebi? Ona hiçbirşey yapmıyordum.
"sana ne yaptım? ne ya ne? Arkandan iş mı çevirdim? Orda burda dedikodunu mu yaptım? Sevdiklerine zarar mı verdim? Benden ne istiyorsun Burçin ne?"
Ne olduğunu anlamadan tek eliyle beni yere ittiğini farkettim. Yere düşmüştüm. Acıdan gözlerim dolmuştu. Dirseklerimin yandığını hissediyordum. Neden bunu bana yapıyordu. Ona karşılık vermemek için kendimi zor tutuyordum. Tekrar konuşmaya başladı.
"Burak tan uzak duracaksın anladın mı? Birdaha seni onun yanında görmek istemiyorum."
Ne saçmalıyordu bu. Burak ve benim aramda arkadaşlıktan başka birşey yoktu. Burçin in Burak tan hoşlandığını bilmiyordum. Ama bana neden bu kadar kötü davrandığını şimdi anlıyordum. Yerden kalkmaya çalıştım. Üzerimize silerek konuştum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Teen Fictionİçe kapanık bir kız olan Derin i 17 yaşından sonra maceralı bir yaşam bekliyordu. Hayatta tek değer verdiği kişiyi de kaybetmişti. Artık hiçbirşeye, hiçkimseye acımıyordu. Kendine bile... Kendi ayakları üzerinde durabilecekmiydi? Bu acımasızlıklarla...