TEHLİKE

Okul

Multimedya: Doruk

Bölüm Şarkısı: Jessie J Price Tag (Şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.)

Bölümü çok sevdiğim arkadaşım, kardeşim edaaltinbay a ithaf ediyorum.
İyi okumalar... :)

Suratıma serpilen suyun darbesiyle yataktan fırladım. İki elimin işaret parmağı ile gözlerimi ovalayıp görüş açımı düzeltmeye çalıştım.
Baktığımda Emre başımda elinde sürahi ile dikilmiş kahkahalar atıyordu. Tek elimle kaptığım yastığı düşünmeden kafasına geçirdim.

"Kafayı mı yedin sen gerizekalı?! Heryerim sırılsıklam oldu."

sesimin tonuna aldırış etmeden bağırmıştım. Tabiki Emre hala kahkaha atmakla meşguldü. Sinirden ayağa kalkıp elindeki sürahiyi aldım ve içindeki neredeyse bir bardak kalmış suyu Emre nin başından aşağı döktüm.
Bu sefer işler tersine döndü ve ben kahkahaya boğulurken, Emre nin gözlerinden ateş fışkırıyordu.
Emre kısa bir sinirli bakışının ardından dayanamayıp içinde tuttuğu kahkahayı bastı. Şuan ikimizde sırılsıklam bir şekilde birbirimize sırıtmakla vakit geçiriyorduk.

Sesimiz ne kadar çok çıktıysa artık eniştem bunu duymuş olacak ki kapıdan sinirle içeri girdi.

"Bu ne gürültü?! Sabahın köründe.."

gözlerimiz birazdan bize dayak atacak enişteme dönmüştü. Tekrar korku dolu ifademizle Emre yle göz göze geldik. Emre eliyle bir, iki, üç gibi işaret ettikten sonra olağan gücüyle bağırdı.

"Kaç!"

ne olduğunu bilemeden kapıda duran enişteme çarparak merdivenlerden aşağı koştuk.
İndiğimizde teyzem elinde tuttuğu kahvaltı tabağını korku ve endişe ile masaya bıraktı.

"Ne oluyor? Bi sakin olun çocuğum!"

Emre kolumdan tuttuğu gibi beni teyzemin arkasına çekiştirdi. Teyzem olayın şokunda bize bön bön bakarken bizde onun arkasına saklandık. Emre tekrar işaret parmağını dudağına götürüp bana 'sus' işareti yaptı. Ama tabiki gülme krizine girdiğim için susturmakta zorlanıyordu. Eniştem merdivenlerden aşağı büyük bir gürültü ile indi.

"Sizi gidi haylazlar! Uykumun en güzel yerinde uyandırdılar yahu! Nereye kaçtı bunlar Sevim?"

Emre ile hala sessizce kıkırdıyorduk. Şuan çocuk gibi olsak da ben Emre nin yanında mutluydum.

Kulağımda hissettiğim el ile ayaklandım. Yüzümdeki gülümseme yerini korkuya bıraktı.

"Buldum siziii. Niye kaçıyorsunuz yahu? Sanki sizi döveceğim."

Emre ye baktığımda yüzünde şaşkınlık ifadesi ile konuşmaya başladı.

"Baba bizi dövmeyecek misin harbiden?"

eniştem yüzüne sahte gülümsemesini yayarak konuştu.

"Tabiki sizi dövmeyeceğim. Seni dövecegim hayta!"

diyerek hiç beklenmedik anda ayağındaki terliği Emre nin kıçına vurmaya başladığında Emre yi elinden zor aldım ve koşarak bu sefer de yukarı çıktık.

"Birdaha gürültü yaptığınızı duyayım ikinizi de kapı dışına koyarım!"

Emreyle benim odama sokulup kapıyı kapattık. Neye uğradığımızı şaşırmış bir şekilde birbirimize bakıyorduk. Kısa bir bakışmadan sonra tekrar kahkahaya boğulduk. Ben zar zor kaldırdığım elimi 'yeter' dercesine salladım. Sessizlik sonrası Emre cebinden telefonunu çıkararak ekranına baktı.