Karmaşa

345 25 21
                                        

Multimedya: Atakan
Bölüm Şarkısı: Demi Lovato Neon Lights (Şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.)

periozturk92 ye ithafen.

İyi okumalar...





Şu an heyecandan ölebilirdim herhalde. Eniştem çok sıkı kaide ve kuralları olan bir insan ve eğer benim Doruk'un evinde kaldığımı öğrenirse sonuçlar kötüye gidecekti. Benim Miraylarda olduğumu düşünmüştü, onu yalan söyleyip hayal kırıklığına uğratmayı tabii ki bende istemezdim fakat bu benim özgür olmamın bir parçasıydı.

Kapı, ahşapların gıcırdama sesiyle yavaşça aralanırken, acaba Doruk saklandı mı diye düşünüyordum. Tabii ya o saklanmak yerine ortaya çıkıp herşeye meydan okumayı tercih eden, kendinden başka kimseyi umursamayan bir bencildi.

Eniştem kapı kolundan elini çektiğinde, bana baktı. Durmuş muydu? Onu durduran ne vardı? Bu aşağıdan gelen birkaç tok sesten başka bir şey değildi. Kapı çalıyordu.

"Arkadaşın geldi galiba, hadi inelim."

dediğinde güler yüzlü bir şekilde başımı sallayarak onay verdim ve adımlarımı merdivenlere yönelttim. Gerçekten zaman kazanmıştım. Kapıdakinin Miray olmayacağını biliyordum ve o yüzden henüz bu kötü durumdan kurtulmuş değildim. Belki sadece ufak bir zaman kazanmıştım.

Kapıyı açtığımda ellerinde poşet vardı. Yüz ifadesi telaşlı ve tereddütlü görünürken, nefes nefese kalmıştı. Bu Miray'dı. Yüzündeki kara bulutlara aldırmadan, zoraki bir gülümseme ekledi suratına. Dudaklarını kımıldatarak birşeyler fısıldadı.

"Özür dilerim."

dedi, bu özürü tabii ki kabul edecektim fakat bir yere kadar onun da haklı olabileceğini düşünüyordum. Her kötü durumda kaldığımda onlardan yardım isteyecek halim yoktu herhalde. Ayrıca Miray bu aralar kendini hiç mutlu hissetmezken...

"Miray kızımız bu mu?"

diyerek arkamdan bize yaklaşan enişteme başımı sallayarak karşılık verdim.

"Hoşgeldiniz. Ben Miray. Derin'in ev arkadaşı. Markete kadar gitmiştim de."

dedi Miray, gülümseyerek. Poşetleri diğer elinde toplayıp, elini uzattığında eniştem de hoş bir ifade ile elini sıktı. Konuşma faslı sona erdiğinde salona geçerek dinlenmeye koyulduk.

"Siz konuşun enişteciğim, ben şu poşetleri mutfağa götürüp üzerimi değiştireyim. Sonra da birşeyler hazırlarım."

dedim, ayağa kalkarken. Elini öne uzatarak beni durdurdu.

"Birşey hazırlamana gerek yok kızım. Çok kalmam zaten."

dediğinde uzatmak istemeden kabullenip, poşetleri mutfağa bıraktım. Ardından üst kata çıktım. Doruk'un odasına yavaşça girdiğimde, onun saklanmayacağını tabii biliyordum zaten ama yatağın üzerinde yayılmış sırt üstü yatarken elindeki laptopla da oynamasını beklemiyordum açıkçası. Gerçekten benim bir ihtimal başkası olmamı umursamıyor muydu?

"Hey!"

dedim fısıltılar eşliğinde. Başını 'ne var' dercesine sallarken, gözleri hala bilgisayar parçasındaydı. Yanına gidip omuzunu sertçe dürttüğümde, hızla başını bana doğru çevirdi.

"Ya insan bir tereddüt eder. Hiç mi düşünmüyorsun buraya gelip seni göreceğini?!"

dediğimde çok hızlı konuştuğumu fark ettim. Dudağı ukala bir şekilde yukarı kıvrılırdı.

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin