Multimedya: Fatma
Bölüm Şarkısı: James Arthur Impossible (Şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.)
İyi okumalar...
Telefonumun melodisi korkudan ufak bir çığlık atmama yetmişti. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibiydi, kalbim ağzımda atıyordu.
Ellerimi korkudan çarpan göğsümün üzerinden çekerek telefona uzandım. Melodi kısa sürmüştü çünkü bu bir mesajdı. Uzaktan baktığımda, numara vardı fakat kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu. Titreyen elim yavaşça telefonu kavrarken, diğer elimle önüme gelen saçlarımı arkaya attım.
Telaşlıydım. Sebepsizce telaşa kapılmıştım. Bu saatte kim neden mesaj atsın ki. Parmağımla ufak bir dokunuş yaparak mesajı açtım. Sertçe yutkunarak ekranda duran üç kelimeyi okumaya başladım.Kimden: 0535.......;
"Buldum seni. Masumum."Ellerim sebepsiz dizlerime giderken bir kez daha yutkundum. Tüylerim diken diken olmuştu. Kimdi bu? Bana kim masumum diyebilirdi ki? Aklımda tek cevap vardı ama bunu düşünmek hemen kanımın donmasına sebep oluyordu.
Cenk.
Hayır tabii. Cenk hapiste burada olamaz öyle değil mi?
Kalp atışlarım hızlanırken üzerimdeki ağır sigara ve erkek parfümü kokan tişörtü iyice avuçlarım arasına alıp sıkmaya başladım.
Korkudan heryerim tir tir titremeye başlamış, avuçlarım terlemişti.Biran üzerimdeki korkuyu ve endişeyi atarak ayaklandım. Doruk'u bulmalıydım. Ona sebepsizce güveniyordum. Sanki onun yanında daha güvende hissediyordum kendimi. Çıplak ayaklarımı beton zemire sürterek ilerledim. Kapı kuldubunu sertçe kavrayıp aşağı indirdim. Açmamla karşımda belirdi.
Aslında şuan karşımdaki kişiyi Cenk olarak beklemiyordum. Ama tamda oydu.
Onu görmemle dudaklarımdan tiz bir çığlık döküldü. Ürpermiştim. Onun burada ne işi var? Buraya nasıl girdi? Hapisten nasıl çıktı?
O an aklımda kalansa son kez bana çapraz bir gülümseme ile bakmasıydı.Sonrası boşluk.
"Git buradan. Senin hapiste olman gerekiyordu. Beni nasıl buldun?!"
kan ter içinde dikleştim yatakta. Saçlarım ıslak yüzüme yapışmıştı. Nefes alıp verişlerim benden bağımsız, hızlıydı. Hızla doğrulduğumda ise yüzüme çarpan serin hava ayıltmıştı beni.
Belimde hissettiğim el Doruk'a aitti, hemen ardından gelen bir nevi sakinleştirici etkisi yapan ses de öyle."Derin sadece kötü bir kabus. Kendine gel. Bak buradasın, güvende. Benim yanımdasın."
Ruhsuz bakışlarım Doruk'u bulduğunda derin derin nefes aldım.
Sadece bir kabus. Kötü bir kabus.
Elini yavaşça baş ucumda duran komidine uzattı ve bir şişe alıp gözlerini bana dikti. Onunda telaş yaptığı beyazlaşmış surat ifadesinden belli oluyordu. Benim için mi telaş yapmıştı?
"İç biraz, sakinleş. Güvendesin."
Güvendeyim. Doruk'un yanındayım. Onunlayım.
Elindeki şişeyi kısa bir bakışma sonrası alıp kapağını açtım. Yavaş ve sakin bir şekilde nefesimi kontrol etmeye çalışırken, sudan birkaç yudum aldım. Elimin tersini ıslanan dudaklarıma bastırırken, elimdeki şişeyi Doruk'a uzattım. Gözlerini benden ayırmadan şişeyi yerine bıraktı.
"Kimin hapiste olması gerekiyordu? Ne gördün? Anlatmak ister misin?"
sesi tedirgin ve bir o kadarda iç açıcı bir tondaydı. Başımı onaylar bir biçimde sallarken, o üzerimdeki örtüyü açtı. Çıplak bacaklarımı farketmemle tişörtü aşağı çekiştirdim. Yanaklarımın ısındığını hissettim.
Doruk'tan utanma düşüncesine biran göz devirdim içimden. Eminim bu şekilde, hatta daha fazlası bir şekilde gördüğü kızları uç uca birleştirsen boğaz köprüsü kurulurdu. Ama ben o kızlardan değildim.
![](https://img.wattpad.com/cover/42781087-288-k754732.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKE
Teen Fictionİçe kapanık bir kız olan Derin i 17 yaşından sonra maceralı bir yaşam bekliyordu. Hayatta tek değer verdiği kişiyi de kaybetmişti. Artık hiçbirşeye, hiçkimseye acımıyordu. Kendine bile... Kendi ayakları üzerinde durabilecekmiydi? Bu acımasızlıklarla...