TEHLİKE

Parti

Multimedya: Funda

Bölüm Şarkısı: Ellie Goulding Outside ft. Calvin Harris (Şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.)

Bu bölümü çok sevdiğim arkadaşım, kardeşim cemo12345 e ithaf ediyorum.
İyi okumalar...

Bu kadarına hakkı yoktu!

Şuan eniştem arkasında duran takım elbiseli birsürü adamla kapının önündeydi. Annemin karşısında elindeki silahı aşağıya doğru doğrultmuş, lafları ile annemi tehdit eder gibi bir havası vardı.
Ne yapacaktı?! Kızını geri vermezsek silahı kafamıza mı sıkacaktı?
İşte bunu yapamazdı.

Hızla motosikletten inip kapıya yöneldim. Bahçe kapısını açmam ile demir kapının gıcırtısı tüm gözleri üzerime sevketti. Eniştem elindeki silahı sıkıca tutarak ağır hareketlerle başını sağa çevirerek bana baktı. Yüzüne sinir bozucu gülümsemesini belirdi.

"Hah işte geldi Bulut ailesinin cesur, akıllı ve bir o kadarda.."
bana doğru birkaç adım attı.
"saf olan delikanlısı."

Kendimden ödün vermeyerek demir kapıyı kapattım ve takım elbiseli adamların yanından birkaç adım geçerek yüzümdeki sert ifadeyi korudum.

"Ne o? Elindeki silah, arkandaki bir yığın adama mı güvendin, bir kadının karşısına çıkarken?"

laflarımın iğneleyici olmasına aldırmadım. Eniştemin yüzündeki gülümseme silinirken; başını öne eğdi ve tekrar kaldırıp öfkeli gözlerinin beni bulması birkaç saniyeyi almadı.

"Sen yıkadın dimi Derin'in beynini? Buraya gelmesine sen ikna ettin dimi?"

ses tonu her kelimesinde yükselirken birden araya girdim.

"Derin'in burada olduğunu düşünüyorsan yanılıyorsun."

eski sırıtıması tekrar yerini alırken adamlarına bakarak konuştu.

"Motosikletin arkasına atlatıp bizden kaçırdığın kız da kimdi peki?"

Bizi görmediğinden emindim. Bizi takip eden minibüste sadece adamlarından iki kişi vardı. Şu anda kapının önünde gördüğüm farklı araba, eniştemin buraya sonradan geldiğinin destekçisiydi. Eminim motosikletin arkasındaki kızın Derin olabileceğini adamları ifşa etmiştir. Yani bundan emin değil. Adamlarının Derin'i tanıyor olma ihtimali de vardı fakat şansımı denemek istiyordum.

"Bugün motosikletimin arkasına atlattığım kız Derin değildi. Kendi kızını tanımayacak kadar kör olamazsın öyle değil mi?!"

dediğimde sinirli ve tereddütlü bakışları tekrar adamlarına kaydı. Sanırım düşüncerim doğru yöndeydi.
Adamlarından birisi üzerinde hissettiği kötü bakışlara dayanamayarak atıldı.

"Abi gözümle gördüm tarif ettiğin kızla birebirdi."

"Kes!"

eniştem tek kelime ile adamı susturdu. İşte şimdi bana yenik düştü.
Ellerimi arka cebime koydum ve tek kaşımı kaldırarak yalanımı sürdürdüm.

"Bugün gördüğünüz kız Derin değildi. Benim kız arkadaşımdı. Sizden kaçma sebebimiz de kim olduğunuzu bilmememdi. Adamlarına bakınca alnında yazmıyor herhalde 'Serhat An'ın adamları' diye."

dişlerini sıktı ve uzun sessizliği anlattıklarıma cevap arıyor olmasının göstergesiydi muhtemelen.

"Kızım İstanbul'da sende onu benden saklıyorsun. Ama er yada geç onu bulacağım hiçbir solucan kartaldan kaçamaz. Çünkü o an ölüm solucanın kaderidir."