Gerçekler

521 74 26
                                        

Multimedya; Derin'in Annesi (Melek)


Bu olamazdı değil mi? Şaka yapıyor olmalı.
Babamın annemi aldatmasına dayanamazdım. Hemde Burçin in annesi ile...

Acı dolu gözlerle Burçin e bakıyordum.

"Şaka bu... Şaka bu öyle değil mi?"

hafifçe gözlerimi kırpıştırdığımda bir damla gözyaşım hızla yanaklarımdan süzüldü. Burçin tekrar anlatmaya başladı.

"Bak! Birkaç gündür baban bize geliyordu. Başta o adamı annemin iş arkadaşı filan sanmıştım. Ama bu hergün sürünce anlamıştım. Adama dikkat ettiğimde bir yerden tanıdık geliyordu. Sonra anladım. O senin babandı Derin. Aslında bunu söyleyip söylememek arasında kararsız kalmıştım. Fakat bunu seninde bilmeye hakkın var."

bütün dikkatimle Burçin i dinliyordum. Babam bize yalan söylemiş. Şehir dışında olduğunu söylemişti.
Ama yeter! Artık babam denen o pisliğin yüzünü bile görmek istemiyordum. Annemi üzemezdi. Herşeye izin veririm ama buna izin veremem.

"Peki ya senin baban. Senin baban yokmu?"

buğulu gözlerimle ona bu soruyu yönelttim.

"Babam ve annem iki sene önce ayrıldılar."

hızla oturduğum sandalyeden kalktım. Elimin tersi ile gözyaşlarımı sildim.

"Saol Burçin."

"Önemli değil."

Pastaneden çıktığımda şansıma bir taksi gelmişti. Hızla binip oradan uzaklaştım. Eve girdiğimde ağladığımı belli etmemeye çalıştım. Annem geldigimi duymuş olacak ki mutfaktan alelacele çıkarak yanıma yaklaştı.

"Nerelerdesin kızım sen? Okuldan çoktan çıkmış olman lazımdı merak ettim seni. Telefonun da kapalı."

Sadece bakıyordum. Boş ve anlamsız... Benim hayatta en çok değer verdiğim kişiydi o.
O benim güzeller güzeli annemdi. Onu kimse üzemez. Onun kılına zarar gelse yakarım dünyayı. Beni bırakmayan, hep yanımda olan tek insan o.

"Ben.. Arkadaşımla kafedeydim anne. Şarjım bitmiş özür dilerim. Haber vermem gerekirdi."

tepkisiz bir şekilde konuşmuştum. Tam arkamı döndüm odama çıkacaktım. Merdivenin ilk basamağında durdum. Gözlerimin dolmasına engel olamıyordum. Çantamı yere atarak arkamı tekrar döndüm. Koştum, sımsıkı sarıldım ona... Hiç olmadığı kadar sıkı...
Tekrar ağlamaya başladım. Engel olamıyordum işte, dayanamıyordum. Onun kırılmasına, onun incilmesine.

"Derinim iyi misin kızım? Birşey mi oldu?"

sesinin titrediği belli oluyordu.

"Seni çok seviyorum meleğim."

deyip çantamı yerden aldım, koşar adımlarla merdivenleri çıkmıştım. Odama girip kapıyı kapattım ve kilitledim. Sırtımı kapıya yasladım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Konuşmam gerekiyordu, birilerine içimi dökmem.
Elimdeki çantamdan telefonumu çıkararak Cenk i aradım. Birkaç kere çaldıktan sonra açmıştı telefonu.

"Alo, Derin."

Ağlamamaya çalışarak konuştum.

"Cenk nasıl olduğunu merak ettim. İyi misin?"

ne yazık ki sesim çok titriyordu. Ağladığım belliydi.

"Derin boşver şimdi beni. Ne oldu sana? Ağlıyor musun sen?"

TEHLİKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin