Rüzgar kapının eşiğinde bana bakarken ben onun varlığını daha yeni kavrıyordum. "Konuşabilir miyiz?" Onunla konuşmaya şuan hazır mıydım bilmiyorum ama illaki bu konu konuşulacaktı. "Sonra konuşsak."
"Sen benim kardeşimsin Mila. istesen de istemesen de. Senin ile ilgili her şeyi bilmem gerekiyor. O gün orda neler oldu? Arden'de bana bir açıklama yapmadı." Şimdi açıklayabilirsen açıkla. Balkona çıktığımda Rüzgar ilk önce kapıyı kapattı sonra benim peşimden balkona çıktı.
İkimiz de minderlere oturduk ama ne o ne de ben konuşmak için bir çaba sarf ediyorduk. En son derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "Arden'in dediğine göre Andre bana karşı bir büyü uygulamış. Yani benim yaptığım ne varsa hepsini o yaptırmış." Yutkundu. Gözleri tekrar dolmaya başlarken konuştu. "Yıllar sonra bulduğumuz annem ve babam senin gelinliğinin üzerinde ölürken cidden hiç mi üzülmedin?"
"Üzülmedim." dediğimde gözlerinde oluşan hayreti gördüm. "Hiçbir şey hissetmedim. Sadece onda değil, Arden'e neler söylediğimi bir bilsen veya nikah kıyılırken. Hiç bir şey hissetmedim."
"Ben hissetim prensesim. Senin yerine ben acı çektim. Anne ve babamın ölümü, mühürlümden ayrılmanın acısı, anne ve babamı öldüren puştla kardeşimin evlenmesi, aç kalmam veya işkence edilmem en kötüsü ise bana bunlar olurken kardeşimin bir kere dahi aklına gelmemem." Gözlerim yavaşça dolmaya başlamıştı. "Onunla birlikte oldun mu?" Sorduğu soruyu ilk önce algılamasam da sonradan algıladım. "Ne?"
"Sorumu duydun."
"Bu neyi değiştirir?" Ben bunu söylerken sanki bana garip bir yaratıkmışım gibi baktı. "Bize olan ihanetinin boyutunu öğrenmek istiyorum." Bu cümleyi kurması ile küçük cam kırıklarının çıkardığı sesleri duymaya başladım. Bu ses benim kalbimden gelsede sadece ben duyuyordum.
Kapının aniden açılması ile ikimiz de oraya döndük. Arden öfkeli bir şekilde yanımıza doğru adımlıyordu. "Kendine gel Rüzgar. Evet kardeşin olabilir ama karşındaki bir kraliçe. Beni sevip sevmemen umrumda değil ben senin deltanım o ise benim mühürlüm. Ona karşı bir daha böyle bir saygısızlık yapmamı istemiyorum. Şimdi özür dile ve çık odadan." Rüzgar yavaşça bana döndü ve bir dizi yere koyup başını eğdi. "Özür diledim kraliçem kabalık ettim." Selamlamasını bitirdikten sonra geri geri adımlayarak odadan çıktı.
Artık Arden ile baş başa kalmıştık. O kollarını bana sararken ben de ona sarıldım. "İyi misin?" fısıldamasıyla kıkırdadım "iyim." dedim. "Arden biz artık aynı odalarda kalmaya başlayabilir miyiz?" Benim bunu söylememle Arden anında benden ayrılıp yüzüme baktı. Ciddi olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. "Bakma öyle ciddiyim." Dediğimde o da beni tekrarladı ve kendince teyit etti.
"Ciddisin." Bana tekrar sarıldığında onun hareketlerini anlamdırmayı bırakma kararı almıştım. "Seni seviyorum." dediğinde duraksadım. Bende onu seviyordum ama ağzımdan daha önce bir erkeğe karşı böyle bir söz söylememiştim ve şuan söylemek çok garip geliyordu o yüzden bunu söylemeyi erteleme kararı aldım ve ona daha sıkı sarıldım.
"O zaman evlenmeyi..." Dedi ve devamını getirmedi. Benim cevap vermemi bekliyordu "Kabul ediyorum." Dediğimde bana kendi etrafında bir tur attırdı.
İlk öpücüğümü Andre'ye vermiştim ama Arden'i hiç öpmemiştim. Ellerimi yanaklarına koyarken kalp ritmimi sabit tutmaya çalışıyordum. Arden'in yüzüne baktığımda ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Hızla onu öptüm biraz beklesem de karşılık vermedi. Ondan ayrılacak iken beni belimden tuttu ve kendine yasladı.
Ayrıldığımızda yüzüme baktı ve gülümsedi. "Herkes bahçede oturuyor,gel yanlarına gidelim." Dediğinde kafamı salladım ve zıplaya zıplaya aşağı indim. Ben bahçe kapısına doğru ilerlerken o da iki adım geriden sırıtarak peşimden geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizem
WerewolfMila'nın okul dönüşünde olanlar sayesinde bir kurdun ona mühürlenmesi. Bütün deltaları öldüren bir delta kurdun ona mühürlenmesi peki. Peki ya o deltanın zaafı Mila ise,o zaman ne olacak? Herkesin aklında aynı soru var bu hikayenin sonu nasıl bitece...