Antreman

963 71 8
                                    

Antrenmandan sonra çok yorgundum ve hemen odama çıktım. Kapıyı açıp odaya girdim. Arden yatakta uzanıyordu. Ona duş alıp geleceğimi söyleyip banyoya girdim. Kendimi sıcak suyun altına bırakıp rahatlamaya başladım. Bu sıradada istemsizce Arden ile Ivan arasındaki ilişkiyi düşünüyordum. Arden'in ağızını aramaya kalksam kesin anlardı. Abim ve Amy'nin düğün için çok oyalancaklarını düşünmüyorum belki onların düğününe kadar bekler sonra da sorabilirdim. Duştan çıktım ve üzerimi hızlıca değiştirip içeri girdim. Yatağa doğru ilerledim zaten saat iyice geç olmuştu ben de o yüzden uyumama baktım.

~

Sabah kalktığımda Arden odadaki masada birşeyler ile uğraşıyordu. Uykulu sesim ile ona seslendim. "Ne yapıyorsun?" o hafif gülümsedi ve kafasını bana çevirdi "Birkaç belge sadece." ona gülümseyerek cevap vermemden sonra hafifçe kalktım ve kıyafetlerimden birini seçtim. Banyoya gidip ilk önce kıyafetimi giydim sonra makyajımı ve saçımı yapıp çıktım. Arden gözlerini bana çevirdi ve gülümsedi.

Gamzesini görmemle hızla ilerledim ve gamzesine parmağımı dokundurdum. Ne yaptığımı anlamış olacak ki büyük bir kahkaha patlattı. "Hadi gel kahvaltıya inelim." kafamı ona doğru yavaşça salladım. Aşağıya indiğimizde en baştaki sandalyeye ben oturdum. Sağımda Arden,abim ve Amy vardı. Solumda ise kral,kraliçe,Marlon ve Laira.

Yemeğe başlamadan önce abim kısa bir izin istedi ve konuşmaya başladı "Eğer sizin için de uygun olursa düğün işlemlerini hızlandırmak istiyoruz." Abim bunu krala hitaben konuşmuştu kral ise "Resmi olmasada bundan sonra benim için kral Arden." onun abime karşı bu cevabı vermesi ile abim hızla Ardene döndü. Senin için bir sorun var mı? O göz ucuyla bana dönerken ben belli belirsin kafamı sağa ve sola salladım. "Sorun yok. İsterseniz saraydan yardım alabilirsiniz." Amy'de ayağa kalktı ve abimle beraber eğilerek selamladı.

Onlar yerine oturduktan sonra yemeğe başlandı. Yemeğimle oynamaktan başka hiç bir şey yapmıyordum. Abim olmuştu hatta düğünü olucaktı ama ben ona mesafeli davranıyordum. Bunu yapmak zorundaydım benim bu yönetimdeki yerimi anlayana kadar en azından. Bu konuda kraliçe haklıydı,nerde olduğumun farkına varmalı ve bunun farkında olmayan veya önemsemeyen kişiler varsa gerek iyi gerek kötü yolla gözlerine sokmalıydım.

Neyi kafana takıyorsun bilmiyorum ama kafana takma ve yemek yemeye çalış. Arden'in sesini duymamla hafifçe gülümsedim ve yemekten bir kaç çatal aldım. Kocam işte düşünüyor bizi. Zihnimdeki ses hem heyecanlanmama hem de gülümsememe sebep olmuştu. Özledim seni neden benimle konuşmadın?

Acaba neden birkaç şerefsiz benim seninle konuşmamı engellemiş olabilir mi? Büyüye karşı bünyen çok zayıf Mila bir yolunu bulman lazım. Kolumda bir el hissetmem ile kafamı Arden'e çevirdim. Anlamıştı. Ondan bir tepki alamayınca tekrar önüme dönmekte buldum çareyi.

~

"Ivan Allah aşkına bırak beni." Bunu ölmek üzereyken söylediğim için Ivan ne dediğimi anlamamıştı. Şuan tam tamına ağırlık kaldırmam için beni zorluyordu ama sanki kollarım yok oluyormuş gibi hissediyorum. Kollarım titriyor ve hissizleşiyordu. Ağırlıkları bırakıp tam pes edicek iken kollarıma hafif bir destek vererek bunu engelliyordu. En sonunda onun destek vermesine rağmen dayanamyınca beni bıraktı.

"Dönüşebilir misin?" Ivan'ın sorusu ile iki arada bir derede kalmış gibi oldum. Lillith? Dönüşürüm onun bunu söylemesi ile hızla kafamı aşağı yukarı salladım. Ivan yürümeye başlayınca bende onu takip ettim. Sarayın içerisinde antreman yaparız diye düşünüyordum ama o sarayın çıkışına doğru yürüdü.

Yüksek ihtimal saray ile şehir arasındaki ormanda yapacaktık antrenmanı. Saraydan çıktıktan sonra bir süre daha yürüdük. İlk önce benim dönüşmemi istediğinde her ne kadar arada kalsam da bunu belli etmedim ve yavaşça geriye doğru açılıp hızla koşmaya başladım. Zıpladığım zaman vücudum şekil değiştirmeye başlamıştı bunu hissediyordum ama artık canım acımıyordu.

MucizemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin