Odanın balkonundan dışarıdaki hazırlıkları izliyordum. Arden'in görevlendirdiği asker ve o adam bu gün büyücü krallığına gideceklerdi. Savaş için halka göstermeden hazırlıklar yapılmıştı. Arden'in dediğine göre iki haftaya dönebilirlermiş. Ordaki casuslarımız da onlarla beraber kurt krallığına döneceklerdi ne de olsa büyücü krallığına diye bir şey kalmayacaktı.
Onlar bana doğru başlarını kaldırıp baktıktan sonra selam verip çıktılar. Arden de onların yanındaydı. O bana bakınca içeri girdim ve çalışma odasına gittim. Artık her şey zor olacaktı. Bir hafta sonra müttefiklere savaş haberi gidicek ve haber verilecekti. Onlar ile müttefik kurarken istediği kurallardanmış savaşa girmeden önce haber verilmesini istenmiş ve bu kural karşılıklı olarak kabul edilmiş.
Ben artık sakince bekleyecektim. Zamanın dolmasının ve onun kendi ayakları ile ölüme gelmesini...
~
İki hafta dolmuştu ve biz şuan kapıda gelmelerini bekliyorduk. Birkaç saat sonra gelen at sesleri ile kalkıp saray girişine gittim.
İlk önce inen bizim askerimiz ve ajanlarımız oldu ardından bizim oraya gönderdiğimiz büyücü ajanı elleri bağlı bir şekilde indirildi. Son olarak kral ve kraliçe baygın bir halde aşağı indiklerinde çenemi hafif kaldırdım ve kendimden emin bir şekilde onların baygın yüzüne bakmaya başladım.
Yanımıza gelen asker onların aile fotoğrafını uzatınca fotoğrafa bakmaya başladım. Kral ve kraliçe yan yana durmuş Andre ise onların önünde çocuk hali ile ayaktaydı. Resmi bir fotoğraf olduğu belliydi.
"Onlar için ayırdığımız mahzene götürün." Dedim kral ve kraliçe için askerlsr kafa sallayıp o tarafa gittiler.
Büyücü krallığında benim ile ilgilenen iki kız ajana döndüm. "Dediğimi yaptınız mı?" Kafalarını sallayıp konuşmaya başladılar. "Kral ve kraliçenin sizin elinizde olduğuna dair bir yazı bıraktık lunam. Şuan orduyu topluyorlardır yüksek ihtimal. Bir güne burda olurlar." Ona kafamı salladım.
Arden'e kafamı çevirdiğimde onun bana baktığını gördüm. Ellerinde tutup bizim bahçenize götürdüm. Ağaç gittikçe büyüyordu ve düzenli olarak ikimiz ona su veriyorduk. Tekrar suyu alıp çiçeği suladık ve çıktık. "Arden çok yorgun hissediyorum."
"Biliyorum mucizem bu yüzden buradayım. Sen yorulduğunda arkana yaslanman yeterli istediğin herşeyi yaparım." Dedikleri doğruydu bir şey istesem gerçekten de yapardı biliyorum. Ona gülümseme yollarken mahzene indim.
O da beni yalnız bırakmayıp arkamdan gelmişti. Bu işi yarın bitirecektim canım pahasına da olsa. Rüzgar'a bu durumdan bahsetmiştim ve yarın intikamı izlemek istediğini söyledi o yüzden bu gece onun sarayda kalmasını istemiştim.
Agnes'in bildiği bir ritüel varmış büyücüleri güçsüz düşüren bir ritüel. İlk başta buna şaşırmıştım çünkü büyü ve ritüel bana göre aynı şeydi. Agnes'e bunu söylediğimde büyünün daha somut ritüeli ise daha soyut ve enerji ile alakalı olduğunu söyledi. Bu boyutta sihire izin olduğu için ritüeli dünyaya göre çok daha güçlü olduğunu söylemişti.
Şimdi ikisinin haline bakınca bunun doğru olduğunu çok net bir şekilde görülüyordu. Abimin çektiği gibi acı çekiyorlardı. Derin bir nefes aldım. "Çıkalım mı?" Arden'in sorusu ile kafamı salladım.
Biz mahzenden çıkarken Rüzgar'ın kokusu ile ona gidip sarıldım benim sarılmama karşılık verirken konuştum. "Ben intikamımı alırken izliyiceksin ama karışmayacaksın anladın mı?"
"Mila bak-"
"Anladın mı abi?" Sorumla susup kafa saklarken Amy de arkadan gelmişti o eğilip selam verirken ben ona bakıp önüme döndüm. Şuan nezaket ile uğraşacak halde değildim. "Abi sizin odanız hazır istersiniz dinlenin yarın büyük bir gün olucak." Onlar kafalarını sallayıp gelen hizmetliyi takip ederek odalarına gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizem
WerewolfMila'nın okul dönüşünde olanlar sayesinde bir kurdun ona mühürlenmesi. Bütün deltaları öldüren bir delta kurdun ona mühürlenmesi peki. Peki ya o deltanın zaafı Mila ise,o zaman ne olacak? Herkesin aklında aynı soru var bu hikayenin sonu nasıl bitece...