Kaşlarım gittikçe çatıldı vücuduma esen soğuk rüzgarla ürperdim ve cama doğru yürüdüm. İlk önce kafamı çıkarıp etrafa bakındım dikkat çeken hiçbir şey yoktu. Kafamı geri soktum ve pencereyi kapattım.
Arkamı döndüm ve koltuğun üzerindeki zarfa baktım. Acaba o adam yaşıyor mu? Yaşıyorsa beni nasıl buldu ki? Sanırım bunu kendime soracağıma zarfı açsam daha iyi.
Koltuğun yanına gittim zarfı elime alıp yatağıma gidip oturdum. Yavaşça zarfı açtım ve okumaya başladım.
"Seni o kadar bekledim sonunda buldum ama şimdi de kavuşamıyorum mucizem."
Bu da ne demek şimdi? Benim ismimi biliyor mu, yoksa şans mı? İyi de kim? O adam yaşasa bile böyle bir not bırakmaz öyle değil mi?
Bütün bu sorular bir yana resmen titriyordum. Çantadan telefonumu çıkardım ve saate baktım 01.26 bu saatten sonra uyanık kalamazdım ama tek de uyuyamazdım. Olivia'nın yanına gitsem ne olur ki?
Yavaş adımlarla odamdan çıktım ve Olivia'nın kapısının önüne geçtim. Kapıyı iki kere tıkladım üçüncü tıklayışıma kalmadan kapı açıldı. Yüzümü Olivia'ya çevirdiğimde bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.
"Mila iyi misin sen gece kalkmazsın?"
"Şey uyku tutmadı da bu gece yanında kalsam?"
"Yalan söylemeyi beceremiyorsun."diyip çekilince
"Teşekkür ederim." dedim ve tam içeri adım atıcak iken Olivia beni durdurdu. "Bir dakika bekle geliyorum." dedi ve içeri girdi.
Çıktığında kapıyı açtı ve içeri girmemi bekledi. İçeride değişik bir koku vardı rahatsız etmiyordu hatta rahatlatıyordu. Olivia yorganın altına girdi ve diğer tarafını açıp benim girmemi bekledi.
Birkaç adım atıp yanına yattım. Gözlerimi kapatmam ile uyumam neredeyse bir oldu.
~
Alarm sesi ile gözlerimi açtım. Yanıma baktığımda Olivia'yı görmedim. Yavaşça odadan çıktım ve tam merdivenlere gidicek iken orda olan Olivia'yı görmemle şoka uğradım.
Olivia'nın kahkahasıyla ona döndüm." Komik mi?"
"Komik." diyip gülmeye devam etti. "Üstümü değiştirip geliyorum." diyip odama girdim. Arkamdan bağırmasını duydum. "Yemek hazır aşağı gel."
Hemen üzerimi değiştirip aşağı koştum. Birinci dersimin başlamasına az kalmıştı. İkimizde acele ile yemek yiyip evden çıktık.
Okula vardığınızda direk sınıfa çıktım. Hani derler ya ninni gibi geliyor diye hocanın anlattığı her şey ninni gibi geliyor. Dersin bitmesi ile ayaklandım.
"Geliyor musun?"
"Nereye?"
"Kafeterya ya,kahve içmeye?"
"Olur,bekle" cüzdanını aldı ve o da ayaklandı kafeterya ya doğru adımlamaya başladım. Bir tane Latte alıp boş bir yere oturdum Olivia'da yanıma oturdu. İkimizin de enerjisi bitmek üzereydi ve tek cümle bile etmiyorduk.
Gözümü kafeteryada gezdirirken gine Rüzgarla karşılaştım. Bu çocuğun cidden benimle alıp veremediği neydi?
Kulağıma gelen sesler başımı kafeteryanın televizyonuna çevirdim. Ordaki benim resmim mi? Bütün gözler bana çevrildi onları umursamadan dinlenmeye çalıştım.
"Ormana B.K.'nın cansız bedeni bulundu. Ormana Mila Hernández adında bir yolcuyu indirmek için girdi fakat canlı bir şekilde ormandan çıkamadı. Ekipler olayı araştırmak üzere olay yerindeler. Mila Hernández ise kayıp ve aranıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizem
WerewolfMila'nın okul dönüşünde olanlar sayesinde bir kurdun ona mühürlenmesi. Bütün deltaları öldüren bir delta kurdun ona mühürlenmesi peki. Peki ya o deltanın zaafı Mila ise,o zaman ne olacak? Herkesin aklında aynı soru var bu hikayenin sonu nasıl bitece...