49.Bölüm

894 42 30
                                    

Sezgin

Pezevenk Eren uyandırmasaydı hala uyuyacağına inandığım Sarp uyanmış,kahve gözleriyle bana bakıyordu.Bir insan bu kadar güzel bakabilir miydi?Sarp bakıyordu.

Gözlerini içesim geliyordu bazen,bunun ne kadar saplantılı bir düşünce olduğuny düşünsem de içimden geçen buydu işte.Gözleri kahvenin en güzel tonuydu.

Ona baktığımda gördüğüm şeyi başkaları da görür diye ödüm kopuyordu,özellikle de o röpteşambırlı Kağan.Beş yüz metre ötemde dursa bile kepek yapıyordu bende,elimde olsa bir kaşık suda boğardım.Öpüştükleri fotoğrafı gördüğüm günü,elimdeki kahveyi nasıl düşürdüğümü hala unutmamıştım.Bir insan nasıl kendi cinsine ilgi duyabilirdi ki?Bence bu mantıksız ve saçmaydı,hastalıktı.
Bir gün Sarp geldi ve dedi ki Hadi bakalım Sezgin efendi,tükürdüğünü yala bakalım!

Gerçekten de tükürdüğümü yalatmıştı,her anlamda.

Rahatça söyleyebilirdim ki ben bu çocuğu seviyordum,her hücreme hadar hemde.

"Daldın yine."dediğinde gülümsedim."Dalmadım ki,yüzünü izliyordum." Gözlerinde yükselen egonun nasıl patladığını görerek gülümsedim,geliyordu gelmekte olan..
"Eh,"dedi elini havada sallayarak."Aura meselesi şekerim!"

"Auranı yesinler senin." Dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğum sırada zil çaldı.Dudaklarımın üzerine gülümsediğinde geri çekildi."Eyvah,basıldık!Dolaba mı gireyim yatağın altına mı?Kaç çocuğun vardı?" Gülerek yataktan kalktım,komodinin üzerindeki cüzdanıma uzanıp içinden bir miktar para çıkardığımda elini göğsüne koyarak gözlerini kocaman açtı."Bunu ben uyanmadan önce yapman gerekiyordu!İlk kez mi geliyorsun kuzum sen?"
Gözlerimi devirerek cüzdanı aldığım yere bıraktım."Davut abi bir şeyler getirecekti,o gelmiştir.Dolap tam takır kuru bakır."

"Ya sen beni düşünmeyi bıraktın bir de midemi mi düşünüyorsun?" dediğinde gülümsedim.Gözünden kalpler çıkmadığına kimse beni inandıramazdı.
"Kavurma da söyledim,yaparız!"Elini yastığa attığında hemen kapıdan çıkarak kapattım,yastığın bana gelmesindense kapıya gelmesi çok daha iyiydi.İçeriden bağırışlarını duyuyordum ve bu keyfimi gerine getiriyordu.

"Alçak adam!Hayvan düşmanı,köpek!Duygusuz!Cani!"

Aşağı inerek kapıyı açtığımda Davut abi elinde poşetlerle gülümsüyordu."Sağol Davut abi sana da zahmet oldu."

"Olur mu yiğenim,ne olacak?İstediğiniz zaman gelin siz gelin kızımızla,ben hallederim."Yüzüne bakakaldığım sırada Sarp'ın merdivenin son basamağında olan adımları durdu.Kafamı hafifçe çevirerek omuzumun üzerinden arkaya baktım.
Evet,hedefine kitlendiğini görüyorum.
"Sağol abi de-"dediğim sırada Sarp buraya doğru uçmasın diye kolumu beline sarmak zorunda kalmıştım.Kıskandığında veya sinirlendiğinde hayvani bir güç geliyordu bu çocuğa.Kapının arkasında tepişip duruyordu. "..de biz ayrıldık."
"Kusura bakma oğlum,bizim haberimiz olmadı hiç."

Kusura bakacak kişi ben değil Sarp'tı.Davut abiyi boğabilecek bir güce sahipti şuan.Ne yapıp edip göndermem lazımdı,öyle de yaptım.
Sarp kapıyı kapattığım gibi söylenmeye başladı.

"Gelin kız?Siz yorulmayın ya,gelin hep buraya!Davut abi size yardım eder nasıl olsa!" Kendini koltuğa bıraktığında ellerini göğsünde bağladı.Gönlünü zor almıştık zaten,birde bu çıkmıştı.
Elimdeki poşetleri mutfağa bırakarak yanına geri döndüm."Sarp."

"Aa,bana mı sesleniyordun pardon duymamaşım.Gelin kızı arıyorsun sandım!"

"Sarp."

"Dağ evinde aşk başka tabi anlıyorum ben seni!Kim bilir kimler geldi geçti buradan!"

Kahve Kokusu (B×B Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin