Elimi Sezgin'in omuzuna koydum,hafifçe ittirerek kendimden uzaklaştırdım."Sarp,"diye mızmızlandı adımı uzatarak."Bebeğim,aşk bahçem,ömrüm;yemin ederim senin iyiliğin için!"
"Tamam ben kendi kötülüğümü istiyorum,bir şey olmaz bana gel."diyerek yaklaştığında tekrar ittirdim."I-ı,hayır.Sen iyiliğini düşünmüyorsan bile ben düşünüyorum,olmaz."
İki buçuk ayın sonunda tamamen hastaneden çıkabilmiştik,hastane günlerine bir daha dönmemek için bırakın ciğerimi ömrümü bile verebilirdim.
Sezgin'in öldüğünü sandığım günler,Sezgin'i o halde görmek,uyanmasını beklemek;kendi ağrılarım.. O kadar zor günlerdi ki..
Hastaneden çıkalı bir hafta oluyordu ve bugün kutlama yemeği vardı.
Kutlama adı altında 'yaşasın ölmedik!' diyorduk.Sezgin'in bandajları hala duruyordu ama benim bandajlarım ve boyunluğum çoktan çıkmıştı.
Herkes buradaydı..Annem,Neslihan teyze,Kürşat abi,Sezen..Abim ve Gülin yenge ,Eren malı ve Elif yenge,Mimi ve Erdem..Aydın..Hatta Kübra bile buradaydı..
Kübra'yla sonunda tanışmış olmanın gururunu sonuna kadar yaşasam da böyle tanışmak istemezdim.
Herkesin çok yıprandığının farkındaydım ve yaralarımızı birlikte saracağımızı biliyordum.
Zehirli sarmaşıklarımızdan arındıkğğğ..
Hop..
Ne oluyor?
Kendi kendime güldüğümde Sezgin "Niye gülüyorsun sen?" dedi."Aklıma bir şey geldi de ona gülüyordum.Tamam hadi gel çıkalım artık şu odadan,annem diyecek nerede kaldınız da ne yaptınız?"
"Yani,"dedi."Çokta bilmediklerini düşünmüyorum..Bence herkes biliyorken kalalım burada."
"Ay,yemin ederim yıldım.Sağdan soldan fenalıklar geliyor bana."Elimi havada salladım."Bayılacağım şimdi,hadi çıkalım şu odadan."
"Sarp,"dedi ultra sakin bir şekilde,bir anda neden böyle olduğunu anlamamıştım ama çalıyordu,çanlar çalıyordu.
Çanlar kimin için çalıyor?
"Efendim?"dedim duraksayarak."Yüzüğün nerede senin?"
Yüzük mü?
Benim yüzüğüm..Ay doğruu!Benim yüzüğüm vardıı artıkk..
"Yüzüğüm nerde.."Elime baktım sanki bulabilecekmişim gibi."Aa,tuvalette kaldı o.."
"Koş git al,hadi çabuk,koş.Hemen al tak."
Oyş ayıcığıma bak ya..
Beyefendi yüzük delisi oldu bir anda.
"Tamam alacağım ya bir dur,itelemesene."
"İtelerim hadi..Zaten bekletip duruyorsun beni..Yok şimdi söylemeyelim yok yemekte söyleyelim..Sen beni oyalıyor musun oğlum?"
Gülecektim ama gülüşümü içeri akıtmayı seçtim,gülmemek için dudaklarımı kemirdim."Oha Sezgin! Sağır sultan duydu evleneceğimizi zaten ya,neden oyalayayım ben seni?Sadece kutlamada söyleyelim dedim hoş olur diye..Bir şey demedim ki..Naptım hata mı yaptım?Gece kulüplerine gitmeyelim, barlara gitmeyelim.Arkadaşlarından uzak tut sevmiyorum beğenmiyorum aile gibi yaşayalım dedim,aile gibi yaşayalım dedim gerizekalı! AİLE GİBİ YAŞALIM DEDİM!"Tek nefeste söylediklerim kaşlarının kalmasına sebep oldu.Önce "Sen onu nasıl söyledin ya tek nefeste?"dedi sonra gülmeye başladı.
Beraber güldüğümüzde kapıya doğru ilerleyip dışarı attım kendimi.Kutlama adı altında 'yaşasın ölmedik!' yemeğini abimlerin evinde yapıyorduk ve Gülin yenge o kadar çok çeşit yapmıştı ki.
"Sarp!"dedi Zilan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahve Kokusu (B×B Texting)
ContoSezgin Abi:Nereden girdin lan hayatıma böyle bodoslama? Sezgin Abi: Olmaz oğlum bizden,farkında mısın sen bunun ne demek olduğunun? Siz:Çok sevdiğim bir söz vardır Sezgin abi " Madem ki hatırı yok bunca senenin, Namı namert olsun geri dönenin." Se...