50.Bölüm

812 32 52
                                    

Kahve kokusu neredeyse 4.000 okunmaya ulaştı! 🥳🥳

50.Bölüme geldik! 🥳🥳

(Bölüm sonunda ciddili konuşma🥹)

Ne zaman Sezgin'i ikna ettim de ne zaman arabaya binerek buraya kadar geldik bilmiyorum ama Fatih'teydik işte.
Mimi beni aramıştı ve ben duymamıştım,bu büyük bir sorundu.
Önemli bir şey olmasa kesinlikle onca aramaya ve mesaja dönerdi.

Arabadan ineceğim sırada dönüp Sezgin'i öptüm."Dikkat et kendine."Buradan ofise geçecekti çünkü.Eren malıyla uğraşmak çok büyük bir sorumluluktu,uğraşmayan bilemezdi.

Apartmana girerek direkt merdivenlere yöneldim,asansör beklersem asla gelmezdi.Üçüncü kata çıkana kadar anam ağlasa da hiçbir asansörün beklendiği zaman hemen gelmeyeceğini biliyordum.Doğanın kanunu böyleydi.
Kapıyı tıklatarak bekledim.Açılması olması gerekenden biraz daha uzun sürdüğünde Mimi beni pijamalarıyla değil kot pantolonlu kombiniyle karşıladı,bu saatte pijamalarıyla olması gerekiyordu.Gözlerine baktım,ağlamaktan şişmişti.'Ne oldu?' demeye kalmadan boynuma sarılmasıyla olduğum yerde kaldım.
"Mimi?Ne oldu kızım?Ne bu hal?"

"Sarp,"dedi burnunu çekerek."Çıktı."
Neyin ya da kimin çıktığını sormama gerek bile yoktu.Mimi'yi bu hale getirecek tek bir çıkış haberi vardı.Babası..
"Nasıl?Daha çok vardı?"Çıkmasına daha çok vardı,yani öyle olması gerekiyordu.
"Yasa değişmiş." Dudaklarım benden bağımsız olarak o şeklini aldı,buna yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu.
Mimi'yi hızla kendimden uzaklaştırdım ve bileklerini kendime çekerek bileklerine baktım.
Bileklerini temiz gördüğümde kendimi o kadar rahatlamış hissettim ki anlatamam.Tekrar kendime çektip sarıldığımda mırıldandı."Öyle bir şeyi tekrar yapar mıyım salak?" Yapmazdı biliyordum,çünkü kini oldukça insan kendini öldüremezdi."Bana dedi ki annenin mezarına götür beni." Orospu çocuğu..

"Şerefsiz piç!"Hızla geri çekildi."Bende öyle dedim işte!Şerefsiz piç dedim,sen ne diyorsun?Sonra ortalık karıştı,etrafımızı jandarmalar falan sardı." Omuzlarımın çöktüğünü hissettim.Beni aramıştı ve ben yetişememiş miydim?Ne düşündüğümü anlamış gibi elini koluma koydu."Üzme kendini,iyiyim ben.Hem Erdem çok yardımcı oldu."Aklıma gelen ilk ihtimalle gülümsedim."Barıştınız mı?" Kafasını salladı ardından bir sır veriyormuş gibi yaklaştı."Rüyamda annemi gördüm,affet o çocuğu dedi bana,Sarp.Nasıl dururdum?"

"Ben demiştim zaten bu kadar yakışıklı adam bırakılmaz di-"Kolumu cimciklediğinde ufak bir çığlık attım.
"Uzak dur sevgilimden,yemin ederim boğarım seni."

"Bende aynısını dedim Sezgin'e.Olamaz haaarun dedim, benim sevgilimin kız kankeytosu olamaz." Güldüğünde bende güldüm.Arkamdan bir öksürük sesi geldiğindeyse gülüşüm kısa sürdü.
Yarabbim öleceksem lütfen acısız olsun,hemen hık diyip gideyim.Daha vücudumdaki morluklar bile tam olarak geçmemişti.-Tamam dün yenileri eklenmişti ama bu başka bir günün konusuydu.- "Selam,"dedi Erdem.Elinde birkaç market poşeti vardı ve rahat kıyafetler giymişti."Selam?"dedim korkarak.Acaba sela diyecekti de yanlışlıkla selam mı demişti?

"Girsenize içeri,kapıda kalmışsınız."dediğinde ben hala içeri diye tabir ettiği şeyin toprağın altı veyahut mapus damları olduğunu düşünüyordum.Ama Erdem salonu kastediyormuş gibi bakıyordu.İçeri girdiğimzideyse hiçbir arbede yaşanmadı.Kafamı klozete sokmadı ya da mutfaktan bir bıçak alıp beni deşmedi.Hatta bana 'kusura bakma kardeşim' dedi.Bana dedi bana!Çok ilginç ama dedi.Bir sürü de özür diledi,hak etmediğimi söyledi.Yemin ederim yumruklarından değil şoktan ölecektim.

Kahve Kokusu (B×B Texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin