YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

23 2 4
                                    

SADETTİN'DEN

Boş salona geçip koltupa yayılarak oturduğumda karşımdaki siyah elrana baktım. Duru'm olsaydı şimdi neler yapardık. Benim godoşluğum yüzünden hem bir tanem sevgilimi hemde patronumun güvenini kaybetmiştim. Bir an gözümün dönmesi her şeyi bok etmişti. Yetmemiş bizim adamımızı vurmuştum. Neydi sebep gerçekten? Neden yaptım ki böyle bir şey? Aytaç'ı vurmamın sebepi Lina'nın sözüne uymayışındandı ama o adam o haldeyken bizi duyuyor muydu diye hiç düşünmemiştim. O siktiri boktan bir hayatı vardı. Tam detayını bilmesemde 11 yaşında anne babasını öldürmüştü. Lina anlıyordu Aytaç'ı bu konuda onunda ailesi yoktu. Ben anlayamazdım çünkü iyi bir aileye sahiptim. Bunları hücrede düşündüğümde pişmanlığım kemiklerime bile işlemişti. Kemiklerim bile sızlıyordu.  Duru ile konuşmaya cesaret edememiştim. Lina beni hala tam affetmiş değildi. Ama affettirecektim bir şekilde. 1 hafta önceki olaydan Duru'ya bahsedilince soluğu Lina ve Aytaç'ın yanında almıştı. 2 gündür orada kalıyordu iki gözümün mavişi. Konuşmasamda uzaktan izleyip yetinmeye çalışıyordum. Ama yetmiyordu sadece izlemek. Bana gülümsemesi lazım, bakması lazım. Bunlardan yoksunken hayatım nasıl iyi olabilirdi?

"Oktay abii."

İki gözümün mavişinin sesini duyduğumda diklendim. Herkes uyumuştu bir ben ayaktaydım. İçeri geldiğinde kısa bir an göz göze geldik. Sadettin vakit bu vakit hadi aslanım.

"Oktay yok ben varım olursa."

"Yok."

Arkasını dönüp merdivenlere yürüdü. Sadettin konuş lan işte konuş bakacak mısın kızın arkasından bön bön. Bu fırsat kaçmaz.

"Duru."

Duru adımlarını durdurdu fakat arkasını dönüp vaba bakmadı. Haklıydıda neden baksın ki?

"Ne var?"

"İzin ver biraz konuşalım. Lütfen."

Duru yavaşca arkasını dönüp bana baktı.

"Ne konuşacağız Sadettin? Yine kafandan uydurduğun senaryoları mı?"

"Duru lütfen."

"Bitti Sadettin. Sen benim için bittin."

Ayağa kalkıp karşısına yürüdüm. Kokusu burnuma vurduğunda derin bir nefes alıp yavsşca verdim.

"Tamam Duru sevme beni tamam nefret et benden ama ne olur dinle beni lütfen. İzin ver açıklıyayım kendimi. Sonra istemezsen gerçekten yüzüne bile bakmam. Hiç bir şey olmamış gibi davranırım ama lütfen bu sefer dinle beni."

Duru bir kaç saniye yüzüme baktı.

"Bekle üstümü değiştirip geleceğim."

Gülümsediğimde arkasını dönüp yukarı çıktı. Mutfağa gidip ikimizede kahve yapmaya başladım. Duru sert kahve içemezdi. İçerse uykusu kaçar o yüzden ona normal kahve yaptım. İçine yarım çay kaşığı şeker atıp katıştırdım. Bense sert seviyordum. Ağır kahveyi. Kendiminkinide yapıp kupaları elime alarak içeri geçtim. Duru'nun kupasını masaya bıraktım. Merdivenlerden pijamalarıyla indiğini görünce ne kadar sevimli olduğunu düşünmeden edemedim. Kuzulu pijama takımını giyiniyordu. Başımı eğip kendime baktığımda siyah tişört ve siyah eşifman giyiniyordum. Bu kız benim hayatımın renkleriymiş bilemedim. Duru karşıma oturduğunda masanın üstünden kupasını alıp ona uzattım. İlkte emin olmasada sonradan kupayı elimden almıştı. Bir yudum içtiğinde çok küçük gülümsediğini gördüm. Aha umut var.

"Evet dinliyorum."

Kahvemden bir yudum alıp yavaşca yuttum. Kupayı masanın üstünd bırakıp dirseklerimi dizlerime yasladım.

PATRONİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin