Kapı ziliyle gözlerimi araladığımda Aytaç'ta uyanıp diklendi. Göğsümden kalktığında oturduğum yerde diklendim.
"Bu saatte kim lan bu?"
Aytaç ayağa kalkmasıyla oturması bir oldu.
"Otur sen ben açarım."
Yavaşca ayağa kalkıp kapıya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda Erdem vardı. Hay sikim yetmedimi söylenenler Allah'ım ya.
"İçeri gelebilir miyim?"
"Geç."
Kapının önünden çekildiğimde Erdem içeri geçti peşine gittim hemen. Erdem montunu çıkartıp koltuğun üstüne koydu. Aytaç gözleri kapalı şekilde başı gerideydi.
"Aytaç."
"Ne?"
"Oğlum özür dilerim lan."
"Dileme abi."
"Sende anla beni lan. Bende bazı şeyleri yerime getirmeye çalışıyorum."
Aytaç başını kaldırıp gözlerini açarak yere doğru baktı.
"İyi sağ ol abi ben cevabımı verdim."
Erdem biraz Aytaç'a baktı. Yavaş şekilde koltuğa geçip oturdu.
"Çok mu hastasın?"
Aytaç sonunda bakışlarını Erdem'e çevirdi.
"Çok hastayım."
"İyileşmeyecek misin?"
"Bilmiyorum."
"Aytaç, bak bizim bizden başka kimimiz kaldı lan? Bak Giray'a evlendi Öykü'yle hayatını kurdu İngiltere'de. Eski Giray'da değil artık zaten. Yusuf amcayı gördün neler dedi sana. Bunca sene sonra birbirimizi bulmuşuz değer mi birbirimizi kırmaya? Bak seni anlıyorum ama sende beni anla lütfen. Bugün de öyle konuşmamam lazımdı ama dayanamadım oğlum. Bak yarın mezara gideceğim sende gel benimle lütfen."
"Gelmeyeceğim abi."
"Niye lan?"
"İstemiyorum abi."
"CD'yi izlemedim dimi lan?"
Aytaç yavaica başını iki yana salladı. Hala izleyememişti. Bir kere takmıştık bilgisayara ama hemen kapatmıştı.
"İzleyecek misin?"
"Bilmiyorum."
Erdem sessizce Aytaç'a baktı. İkiside birbirine dolu dolu bakıyordu. Erdem bakışlarını bana çevirdi. Karnıma bakıp gülümsediğinde tekrar Aytaç'a baktı.
"Cinsiyetleri ne?"
"Bir oğlum birde kızım."
Erdem gülmeye başladığında ayağa kalkıp Aytaç'ın önüne geçti. Yakalarından tutup kaldırarak kendine çekip sarıldı.
"Aslanım benim."
Geri çekilip Aytaç'ı ensesinden tuttu.
"Artık babasın kendini toparla tamam mı? Babalar güçlü olmalılar."
"Denerim."
Erdem gülümseyip alnını Aytaç'ın alnına yasladı.
"Yarın lütfen gel olur mu? Lütfen."
Erdem geri çekilip Aytaç'a baktı.
"Şimdi gidiyorum. İyi düşün tamam mı aslanım?"
Aytaç bir şey demeyince Erdem bana başıyla selam verip çıktı. Aytaç sessizce arkasından bakıyorken yavaşca koltuğa oturdu. Koltuğa iyice yayılıp başını arkaya yasladı. Yanına yaklaştığımda bakışlarını bana çevirdi. Kolunu kaldırdığında hemen yanına oturup göğsüne yaklaştım. Aytaç kolunu bana dolayıp yüzünü saçlarıma gömdü. Bir süre öyle durduktan sonra başını kaldırıp yüzünü eğerek bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONİÇE
DiversosBenim ellerim kan kokuyordu öldürdüğüm için, onunda elleri kan kokuyordu hayat kurtardığı için. ARGO VARDIR!