DOKUZUNCU BÖLÜM

57 6 0
                                    

Hastaneye geldiğimizde Aytaç beni yanına çekti hastanenin girişinden değilde arkadan bir yerden girmiştik 3 kat merdiven çıkıp biraz yürüdükten sonra bir odanın önünde durduk kapının üst sağ köşesinde PRFSR.DKTR. AYTAÇ KARAASLAN yazıyordu içeri girdiğimizde içerisi ferah geniş bir odatdı camın önünde masa sağ tarafta bir sedye masanın önünde iki koltuk ve masanın karşısında da 2li bir koltuk vardı masasının üzerinde bilgisayar bir kaç dosya 2 çerçeve bir kaktüs ve küçük yaprak biblo lan ne ara aldı bundan neyse abi sevmişti zaten biblomu masasına gidip sandalyesine oturdum aytaçta o sırada dolapta bir şeyler yapıyordu küçük dolabı kapatıp büyüğüne gitti ceketini çıkartıp ordaki askıya astı ve önlüğünü alıp giydi vaay aytaç efendi seni önlükledemi görecektik bana döndü

" Ne yapıcaz aytaç"

"Hastanın yanına gidicez onu amelityata alırken güvenlikler o herifi uzak tutucak biz ameliyathaneye girince kapı kilitlenecek "

"Ben ne yapıcam aytaç"

"Sen benim yanımda durursun ben ameliyathaneye girene kadar "

"Tamam"

"Lina sakın bulaşma tamam mı"

"Tamam olum bulaşmayacağım"

"Söz ver"

"Söz"

"Dikkat et tamam mı tehlikeli tipe benziyor bu herifler"

"Olum tehlike burda benim onlar kim"

"Ne olursa olsun dikkat et. Sana bir şey olsun istemem"

Görüyonuzmu o da bana bir şey olsun istemezmiş

"Bizimkiler kapıda onların ne yapalım"

"Onlara gerek yok yolla gitsinler güvenlikler yeter bize"

"Hayır olum dursun onlarda kapınun önünde sana bir zararları yok ya"

"İyi tamam dursun bakalım"

Karşımdaki sandalyelerden birine oturup yayıldı bana bakıp gülümsedi

"Hemen çökmüşsün yerime"

"Tabiki çökücektim"

Gülüp önüne döndü bende masadaki eşyalarını daha detaylı incelemeye başladım en son çerçevelere baktığımda iki aile vardı ikisindede aytaç vardı birinde onu evlatlık alan ailesi vardı diğerindede sanırım gerçek anne ve babası çerçeveyi alıp aytaça döndürdüm aytaç çerçeveye bakıp butukça gülümsedi elimden alıp parmaklarını çerçevenin üstünde gezdirdi

"Biyolojik ailem"

"Anlamıştım"

Bir süre daha bakıp bana uzattı biraz daha baktığımda aytaçın kime benzediğine baktım kıvırcık saçlarını annesinden almış onun gerisinde her şeyi babasıyla aynıydı yüz hatları falan

"Babama benziyorum ona bakıyorsan"

"Ama saçlarını annenden almışsın"

"Evet ve bence bu güzel bir şey"

Daha sonra onu evlatlık alan ailesinin fotoğrafıbı aldım bunda aytaçın babası aytaçı omzuna almış anneside memnun olmayan bakışlarla onlara bakıyordu küçük aytaç babasının omzunda onun saçlarını tutmuş kafasınıda babasının kafasına yaslamıştı

"Orda annem babama beni düşüreceğini indirmesini söylemişti babamda dinlemediği için annem somurtuyordu bende annem üzülmesin diye daha sıkı tutunup öyle durmuştum "

"Vay be bu ailenle tanışmayı çok isterdim"

Derin bir iç çekip önüne döndü

"Benim yüzümden tanışamıyorsun"

PATRONİÇEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin