Pazartesi günü*
Hepimiz oturmuş yeni gelin olan Giray ve benimkini bekliyorduk. Süslü pakizeler. Herkes normal gömlek ceket giymişken bunlar abiye falan mı giyiyorlardı.
"Oktay bağır şunlara gelsinler"
Oktay ayağa kalkıp merdivene yaklaştı başını yukarı kaldırdı
"LAN GELSENİZE GEÇ KAKIYORUZ."
Oktay yerine geldiğinde merdivenden koşma sesleri gelmeye başladı. Şükür yarabbi şükür. Bu kadar bekledik bari ne giydi diye bir bakayım. FÜZE. JİLET. ATEŞ. Sevgilimiz diye demiyorum yanlış anlaşılmasın ha. Siyah takımı sanki ben Aytaça tapıyorum dercesine üstüne oturmuştu. Salak salak sırıtıp Aytaçı inceledim. O da bana baktığında gülümseyerek göz kırptı.
"Patron hem geç kaldık diyon hem oturuyon"
Cüneytin seslenmesiyle bakışlarımı benimkinden çektim. Herkes kalkmış çıkışa ilerliyordu. Aytaçın yanına gittim. Kolunu kaldırdığında gülümseyip koluna girdim.
"Ya yenge fingirdeşmenin sırası mı sence az sonra şirketin yarısını satın alıcam. Ya yanlış bir şey dersem. Orada bir anda kurşunlarsa beni. Ya kaçırıp gitye isterlerse. Ya beni odaya kilitleyip kırbaçlarlasa. Ya parmaklarımı kesip köpeklere yedirirlerse"
Giray bir sus Allah kitap aşkına. Arkama dönüp lan caz yapma sikerim belanı adlı bakışımı attım. Giray oldukça stresli gözüküyordu
"Kasma bu kadar kimse bir şey yapamaz"
Sadettin kapıdan girip bana baktı.
"Gelecek misiniz artık ?"
Aytaç ile aralarındaki hafif soğukluk devam ediyordu. Dışarı çıkıp Giray Aytaç ve ben Aytaçın arabasına yerleştik. Giray gidene kadar ne kadar saçma sapan işkence kaçırılma şekli varsa saymıştı.
"Ya Giray Allah aşkına bir sus kardeşim bizimkide kafa lan"
"Kes lan sen rahatsın tabi. "
"Ya tamam bak biraz rahatlamaya çalış. Bak Öykü geliyor"
Aynadan Giraya baktım Öyküyü duyunca sırıtmıştı
"He valla geliyor yavuklum"
Benimkine çevirdim bakışlarımı saçları düzenliydi. Sakallarıda biraz uzamıştı elimi uzatıp saçlarını dağıttım. Şirkette fazla kız vardı. Gerçi böyle daha bir iyi oldu ama neyse. Aytaç kısa bir bana bakıp yola döndü.
"Dağınık daha güzeller"
"Cinsiyet ayrımı var yalnız burada"
Anlamaz gözlerle Giraya döndğm
"Ne alaka lan?"
"Ben bu hareketi yapmış olsaydım beni ters çevirirdi"
Gülüp tekrar Aytaça baktım Sakallarına parmaklarımı daldırdım. Hoş bir hissi vardı. Yumuşaktı ama batıyor gibiydi de. Yavaşca okşadığımda gülümsedi. Bir elini direksiyondan çekip elimi tuttu. Tek tek parmaklarımın üstünü öptü.
"Abi lütfen cilveleşmeyin Öykü gelene kadar. Ama öpüşürseniz o başka tabi"
Arkama dönüp kafasına vuracakken geri sıyrılıp güldü. 4 gündür dilinden düşmüyorduk. Zaten telefonu ne zaman açsam bizim öpüşme videomuz resmimiz karşıma çıkıyordu.
"Yenge hiç vurma senin içinden bambaşka biri çıktı"
Tekrar uzandığımda kafasına sertçe vurdum bu sefer
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRONİÇE
De TodoBenim ellerim kan kokuyordu öldürdüğüm için, onunda elleri kan kokuyordu hayat kurtardığı için. ARGO VARDIR!