Sekiz

253 34 54
                                    

Yoongi uyanıktı. Göz kapaklarını açılmaya zorlasa da yorgunluktan açamıyordu. Tüm vücudunu gezen bir ağrı vardı. Arkadaşlarının sesini duyuyordu. Ne konuştuklarını anlayamıyordu. Kendini biraz daha zorladığında gözlerini açtı. Bulanık gördüğü için birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Beyaz bir tavan görüyordu. Doğrulmaya çalıştığında kollarının uyuşmuş olduğunu fark etti. Bir kolunda iki serum bağlıydı. Diğeri ise tansiyon aletine bağlıydı. Göğsünde holter (EKG cihazı) takılıydı.

"Hyung!"

Jimin'in sesini duymasıyla gözlerini ona çevirdi. Henüz yeni doğrulmuştu. Canı acısa da sesini çıkarmadı. Odada Jimin, Hoseok ve Seokjin vardı. Arkadaşlarının oturdukları koltuktan kalkıp hızla yanına gelmesiyle onları inceledi Yoongi. Birkaç yarık ve morluk dışında gayet iyi görünüyorlardı. Seokjin sordu:

"Yoongi iyi misin?"

Yoongi konuşmaya çalıştığında boğazının kurumasından dolayı sesini çıkaramamıştı. Bunu fark eden Hoseok ona küçük bir şişe suyu açarak uzattı. Yoongi suyla boğazını ıslattıktan sonra konuştu.

"İyiyim, siz iyi misiniz? Yaralandınız mı?"

Jimin onun sesini duymasıyla kendini kötü hissetmeye başlamıştı. Başını hayır anlamında sallayarak yatakta oturan hyunguna yaklaştı.

"Biz iyiyiz hyung. Bizim yüzümüzden vurulduğun için özür dilerim."

Yoongi onun pişman bakan gözlerini tanıyordu. Tıpkı çocukluğundaki gibi görünüyordu Jimin. Yoongi dudaklarında bir tebessüm oluşmasına izin verdi. Suçun onlarda olmadığını açıkladı.

"Sınırdaki savaşa ne oldu? Neden siz de benimle hastanede bekliyorsunuz? Ülke tehdit altında değil mi?"

Seokjin onu cevapladı:

"Sınırda çıkan saldırı Komutan Taehyung'u tuzağa çekmek içinmiş, Kuzey Kore siz kaybolduktan birkaç saat sonra askerlerini geri çekti. Sınır şu an korunuyor ama çoğu asker görev yerine geri döndü."

"Neden Komutan Taehyung'u öldürmek için ülkeye savaş açsınlar? Sadece bir adam için bu kadar uğraşmaları saçma değil mi?"

"Geçtiğimiz yıllarda sizi esir alan komutan ve Komutan Taehyung bir saldırıda karşı karşıya gelmiş. Komutan Taehyung adamın o gün yanında olan tüm askerlerini öldürtmüş. Yani saldırıda askerler ölebilir ama askeriyede duyduğuma göre o askerlerden biriyle ilişkisi varmış komutanın. Yani Komutan Taehyung adamın sevgilisini öldürmüş. Adam da muhtemelen intikam almak için bir plan yaptı siz de tesadüfen o gece nöbetçiydiniz."

Yoongi anlayışla başını salladı. Hala saçma gelse de bazı insanların böyle intikam planları yapabileceğini anlıyordu. O gece nöbetçi olmaları kötü şanstı belki de.

"O gün ateş açıldı. Ben vuruldum da siz nasıl vurulmadınız?"

Hoseok söze girdi:

"O gün seni vuranlar bizim askerlerimizmiş. Komutan Taehyung bir planla gelmiş ama senin onu vurabileceğini kimse düşünmemiş olmalı ki bunu engellemek için seni vurmuşlar. Nasıl keskin mişancılarımız var bilmiyorum ama Komutan Taehyung'u da vurdular."

Hoseok son cümleyi gülerek söylediğinde arkadaşları da gülmüştü. Yoongi onun dedikleriyle esir düştükleri güne gitmişti. O gün olanları net bir şekilde hatırlıyordu. Neden Komutan Taehyung'un kendisini korumak için üzerine kapandığını bilmiyordu. Bu konuda ne hissettiğini de çözememişti ancak Komutana bir yumruk sallamak istediğini biliyordu.

"Komutan nerede?"

"Bu hastanede, vip bir odada yatıyor diye duydum. En üst katta olmalı."

Yoongi tekrar başını salladı. Uyku bastırdığından artık arkadaşlarını dinleyemiyordu. Düşünceleri onu rahatsız etse de damarlarında dolaşan ilaçların etkisi daha güçlüydü. Çok geçmeden yeniden derin bir uykuya daldı.

DIE4ME | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin