On sekiz

142 22 73
                                    

Güneşli bir günde askerler kış için hazırlık yapıyordu. Mutfak görevlileri kış için kimchiler, reçeller ve konserveler hazırlıyor, depo yeniden dolduruluyordu. Yoongi ve arkadaşları odun kırma göreviyle uğraşıyordu, askeriye her duruma hazırlıklı olmak açısından odunları deposunda hazır tutuyordu. Denize gittikleri zamandan birkaç gün sonra kendilerini ormana yakın depoda bulmuşlardı, sadece onlar değil diğer mahkumlar da vardı.

"Hyung,"

Yoongi isminin seslenilmesiyle elindeki odunu bırakıp Jungkook'a döndü.

"Sen düştün mü? İyi misin?"

Yoongi anlamadığından kaşlarını çattı.

"Seokjin hyung düştüğünü söyledi, deniz de yaralanmışsın?"

Yoongi birkaç saniyeliğini başını çevirip Hoseok ile beraber odunları dizen Seokjin'e baktı.

"Hayır, düşmedim. Neden öyle desin ki?"

"Biraz garip yürüyorsun ya ayağını burktuğunu zannettim."

Yoongi içinde bulunduğu durumda gülse mi ağlasa mı bilemiyordu. Jungkook öyle bir saflıkla bakıp soruyordu ki oğlanı bozmak da istememişti. Uzanıp oğlanın hafifçe omzunu patpatladı. Gülümseyerek cevapladı;

"Ah evet, kayalıklardan atlarken kendimi yaraladım. Ama şimdi iyiyim merak etme sadece birkaç gün böyle olacağım."

Yoongi yalan söylediği için kendini kötü hissetmişti. Yine de bunu içine gömerek işine döndü.

"Komutan Taehyung ile bir ara kayboldunuz sonra gece geldin, neredeydin?"

Yoongi bu seferde Jimin'in sesini duymasıyla bıkkınca nefes verdi. İki sevgili sırayla gelip kendisini sorguya çekiyordu sanki. Çocukluk arkadaşına dönüp tek kaşını kaldırdı.

"Neden?"

Jimin hızla cevapladı.

"Önce soruma cevap ver."

"Şelaleden atlamaya gittik."

Jimin gözlerini kıstı.

"Yani orada kendini yaraladın mı?"

Yoongi onaylar anlamda başını salladı.

"Komutan Taehyung seni getirmedi. Revire de gitmediniz. Bu hikayeye inanmamı mı bekliyorsun?"

Yoongi derin bir nefes alıp verdi.

"Jimin..."

"Çocukluk arkadaşın ve kan kardeşin olarak soramaz mıyım bunu yani? Hani biz birbirimizin her şeyiydik?"

Yoongi, küçüğünün ani yükselmesiyle şaşırmıştı. Jimin endişeli ve kırgın görünüyordu ancak Yoongi nedenini çözemiyordu. Jungkook bile sevgilisinin ani yükselmesiyle irkilip elindeki odunları bırakmıştı.

"Revire gidilecek bir şey değildi,"

"Yani bana yalan söyledin-"

Yoongi oğlanın sözünü kesti.

"Sevişirken oldu! Ondan yürüyemiyorum!"

Askeriyedeki tüm sesler bıçak gibi kesilmişti. Askerlerin çoğu duymuştu, duymayanlara da fısıldayarak anlatıyorlardı. Yoongi, bir anda tüm gözlerin kendine döndüğünü fark ettiğinde paniklese de bozuntuya vermeyerek kendisine hayret içinde bakan arkadaşlarına bakmayı sürdürdü. Sessizlik birkaç saniye sürerken askeriye eski canlılığına dönmüştü. Arkadaşları ilk şoku atlattıklarında koşarak Yoongi'nin etrafında toplandı. Seokjin söze girdi:

DIE4ME | TaegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin