Yoongi, uyuyamıyordu. Uykunun onu bulması için her yolu denemiş olsa da bir türlü uykuya dalamamıştı. Doğrulup odadaki saate baktı, koğuş arkadaşları muhtemelen yirminci rüyalarını görüyorlardı.
Yan dönerek nefes kesici dağ manzarasıyla süslenen dışarıyı görmek için camdan baktı. Çekirgelerin sesini duyuyordu. Kore'nin bulanık havasına rağmen birkaç yıldız bile görebilmişti. Son birkaç gündür olduğu gibi yine hayatı gözlerinin önünden geçmeye başladı. Kronolojik bir sırayla başlıyor ve komutanla yaşadığı sıcak anlarda bitiyordu. Yoongi, son zamanlarda işlediği cinayetlerin onu o kadar da rahatsız hissettirmediğini fark etti, belki de meşgul olduğundan düşünecek vakti yoktu..Son zamanlarda Yoongi'nin vaktinin ve aklının büyük bir kısmını komutan kaplıyordu. Yoongi, aptal değildi. Adamın bir noktada kendisini etkilediğini biliyordu, her ne kadar bu duygularla ne yapacağını bilmese de onları kabul etmekten başka çaresi yoktu. Ancak komutanın ne hissettiğini bilmiyordu. Bazı zamanlar meraktan ölecek gibi hissediyordu. Komutanın kapısına dayanıp ona sormak istiyordu. Yine de büyük bir sabırla bu dürtüyü bastırıyor, komutanın hareketlerini gözlemlemeyi seçiyordu.
Taehyung cephesinde durumlar farksız değildi. Yakınlaştıkları anlardan sonra, tabii ki askerin onu çağırmasıyla Yoongiyi temizleyip giydirmiş ve gitmek zorunda kalmıştı, aralarının nasıl olduğunu merak ediyordu. Yoongi sakatlığından dolayı çok fazla eğitimlerde görünmüyor, serbest alanlarda takılıyordu. Taehyung, tatilden döndükten sonra meşgul olduğundan onu pek görmemişti. Şimdi ise içi özlemden burkulmuş bir şekilde Yoongi'nin kaldığı koğuşun camına ilerliyordu. Neyse ki askeri birinci katta kaldığından onu camdan izleme şansı bulabilirdi. Camın önüne geldiğinde dolunayın aydınlattığı odadan içeriyi süzdü, cama yakın olan yatağa baktığında açtığı gözleriyle kendisine bakan Yoongi ile göz göze gelmişti. Nefesleri hızlanırken gergince gülümsedi. Yoongi'nin dikkatle yataktan kalkıp pencerenin önüne gelmesini izledi. Oğlan kısa bir şort ve bol bir tişört giyiyordu, hala sargılı kolu dışında oldukça sağlıklı görünüyordu. Taehyung, Yoongi buraya geldiğinden beri onu ilk defa bu kadar sağlıklı görmüştü.
"Burada ne arıyorsun?"
Taehyung, oğlanın fısıldayan sesini duyduğunda tebessümüne engel olamadı. Uzamaya başlayan saçlarında çıkan yastık izine dokunmamak için kendiyle savaşıyordu. İnci gibi parlayan gözler cevap vermesini bekliyordu.
"Buralardan geçiyordum." Yoongi, komutanın cevabına gülümsedi.
"Hayır, geçmiyordun. Kapıdan çıkıp direkt olarak buraya geldin." Taehyung, yakalanmanın verdiği heyecanla ensesini kaşıdı.
"Biliyorsun," Taehyung devam etmeden önce birkaç saniye bekledi. "Kolun iyi mi? Hala acıyor mu?"
Yoongi, komutanın konuyu değiştirme hızıyla sessizce kıkırdadı. Komutanı birkaç gündür böyle yakından görmemişti ve şu an içine yayılan sıcaklığa engel olamıyordu.
"İyiyim,"Yoongi merakla sordu. "Neden uyumadın?"
Taehyung, vereceği cevabı düşünürken birkaç saniye gözlerini odanın içinde gezdirdi. Derin uykuda olan bedenleri uyandırıp yakalanmak istemiyordu.
"Yastığımı kaybettim." Hadi ama, ne kadar da beceriksiz bir yalan. "Senin fazladan yastığın var mı?"
Yoongi, ona anlamaz gözlerle baktı.
"Odaya kimseyi almıyorsun sanıyordum, nasıl kayboldu?" Taehyung, onun sesindeki sahiplenen tınıyı fark ettiğinde kalp atışları hızlanmıştı.
"Belki de Namjoon hyung ödünç almıştır, bilmiyorum, fazladan yastığın var mı yok mu?"
"Yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIE4ME | Taegi
FanfictionHapishanedeki seri katil Min Yoongi, devletin yeni çıkardığı bir yasa yüzünden kendini bir anda askerde bulur. Durumdan hiç memnun olmayan bir kişi daha vardır: Komutan Kim Taehyung.