Yoongi, ılık bir ilkbahar gününde yemyeşil çimlerin üzerinde oturuyordu. Önünde çeşitli meyveler vardı, Yoongi'nin son zamanlarda favorisi olan tatlı karpuz dilimlenip önüne konmuştu. Parmak uçlarıyla kabuğundan tuttuğu karpuzu tek ısırıkta yedi. Oturduğu piknik örtüsü nereden gelmişti bilmiyordu ama verandalı evin yeşil bahçesine pötikareli örtü yakışmıştı. Gelen çocuk kıkırtısıyla evin etrafında koşan, bir yandan da sevimli çığlıklar atan kız çocuğuna baktı. Elinde peluş ayıcığı ile Yoongi'ye doğru koşuyordu.
"Baba!"
Yoongi gülümsedi. Kollarını açarak kendine koşan kızına sarıldı. Kedi gibi gözleri olan, sütlü kahve tenli bir kızdı. Yoongi, onu bırakmadan önce birkaç saniye için bebek kokusunu içine çekti.
"Baba ayıcık beni kovalıyor!"
Yoongi, kızın elindeki oyuncağa birkaç saniye baktı.
"Seni kovaladığını sanmıyorum.."
"O değil!" Küçük kız işaret parmağı ile veranda da yaslanmış Taehyung'u işaret etti.
Yoongi, gülmemek için dudaklarını ısırdı. Kızları, Taehyung'u oyuncak ayısına benzettiğinden baba yerine ayıcık diyip duruyordu. Taehyung'un sinirleri o kadar bozulmuştu ki bir gece kızım beni sevmiyor diyip ağlamıştı.
"Bebeğim, ayıcık değil baba demen gerekiyor. Bunu daha önce konuşmuştuk değil mi? Taehyung babanın üzülmesini ister misin?"
Küçük kız hızla başını iki yana salladı. İki babasını da çok seviyordu, onları üzgün görmeyi istemezdi. Dudaklarını büzerek Yoongi babasının kollarından ayrıldı. Yeniden koşmaya başladığı bu sefer hedefi Taehyungtu. Komutan, kollarını birbirine bağlamış bir şekilde ikiliye bakarken kendine koşan kızını düşmemesi için dikkatle izliyordu.
"Babam!" Sonunda kızının ağzından çıkan kelime ile rahatlamış hissetti. Hem de baba değil 'babam' demişti. Taehyung, onun babasıydı, bu gerçek göğsünü gururla şişirdi. Kızını kucaklayıp tatlı çığlıkları eşliğinde havada birkaç tur döndürdü.
Yoongi, içini ısıtan görüntü ile kocaman gülümsedi. Onun artık bir ailesi vardı. Uğruna canını ve daha fazlasını verebileceği iki insan vardı.
***
Yoongi nefes nefese gözlerini açtı. Yüzü ıslanmıştı. Birkaç saniye ağlamış olduğunu fark edemedi. Taehyung'a sarılmak için yan tarafına kolunu uzattığında eline çarpan boşlukla panikle doğruldu. Komutan'ın onunla olmadığını unutmuştu. Yatakta oturur pozisyona gelip terleyip nemlenmiş saçlarını elleriyle geriye itti. Gördüğü rüyanın etkisinden çıkmaya çalışıyordu. Çocuk fikrini komutan aklına sokmuş olabilirdi ama Yoongi eskisi kadar uzak değildi bu fikre. Mümkün olsa hemen evlenip onunla bir aile kurardı. Ancak komutan yanında bile değildi ve hissettiği özlem canını sıkıyordu. Komodinin üzerindeki telefonuna uzandı. Saat gece üçü biraz geçiyordu. Komutanın isminin üzerine tıkladı ancak arama tuşuna basmadı. Uyuyor olabilirdi, komutan görevde olduğundan çok çalışıyordu. Kısıtlı saatlerde uyuduğundan Yoongi onun vaktini almak istemezdi... Yine de konuşmayalı kaç gün olmuştu? Daha fazla dayanamazdı, en azından nefes alışverişini duysa yeterdi.
"Mmm..." Yoongi kulağına dolan komutanın uykulu mırıldanmasıyla birkaç saniye nefesini tuttu.
"Komutan..."
"Aşkım?" Taehyung, telefonu kimin aradığına bile bakmadan açmıştı. Sevgilisinin sesini duyduğunda biraz daha ayılmıştı.
"Yoongi?" Yoongi, günlerdir duymadığı sesi sonunda duyduğunda dolan gözlerini hızla kırpıştırdı. Birini özlemek böyle bir his miydi?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIE4ME | Taegi
ФанфикHapishanedeki seri katil Min Yoongi, devletin yeni çıkardığı bir yasa yüzünden kendini bir anda askerde bulur. Durumdan hiç memnun olmayan bir kişi daha vardır: Komutan Kim Taehyung.