"Öpüştük."
Uyuyan bedenler aniden duydukları kelimeyle sıçrayıp algılamaya çalışmışlardı. Dağınık saçları ve henüz açamadığı gözleriyle Hoseok söze girdi.
"Bu aşağılık karargahta niye sürekli öpüşme haberi geliyor ya?!"
Jimin, boynunda sarılarak uyuduğu Jungkook'u uyandırmamaya dikkat ederek doğruldu. Kimin öpüştüğünü anlayamıyordu.
"Yuh! Hobi Hyung ve Jin Hyung öpüştünüz mü?"
Seokjin, hızla odanın içinde dönüyordu. Heyecandan içi içine sığmıyordu.
"Hayır! Ben ve Komutan Namjoon öpüştük!"
"Ne!" Jimin'in çığlığıyla Jungkookta uyanmıştı. Henüz olanları anlayamıyordu.
Yoongi olanları dinlerken odada volta atan Seokjin'i izliyordu. Heyecanlı halleri komik gelmişti. Alçılı koluna dikkat ederek doğruldu. Adamın boynuna bakarak konuştu.
"Öpüşmekten fazlasını yapmışsınız gibi duruyor."
Seokjin, anında kızarıp boynunu gizlemeye çalışırken odada "ooo" nidaları yükselmişti.
"Nasıl oldu?" Sonunda uykusunu açan Jungkook sordu.
"Komutan Namjoon son zamanlarda nedenini bilmediğim bir şekilde beni fazla izliyordu. Bu gece yanına çağırdığında atılacağımı falan zannettim. O ise bir şey denemek istediğini söyleyip beni öptü."
Jimin sevinç çığlıkları atarak ayağa kalktı. Seokjin ile el ele tutuşmuş odada dönüyorlardı.
"Ben de geleyim!" Jungkook, sevgilisinden bir saniye bile ayrılmak istemiyordu. Bu yüzden çığlık atarak dönen ikiliye katıldı. Onları yalnız bırakmak istemeyen Hoseok da katılmıştı.
"Yoongi Hyung sen de gel!"
Yoongi, gülerek yatağından kalktı. Hava daha yeni aydınlanıyordu. Dönerek çığlık atan gruba tek eliyle katıldı. Birkaç dakika sonra enerjileri bitmişti.
Yorulan bedenler tekrar yataklara oturdu. İçtima için hazırlanmaları gerekiyordu. Yoongi tek eliyle yapamadığından her gün bir arkadaşı giyinmesine yardım ediyordu. Yoongi, onlara minnettardı. Tam saatinde avluda dizildiler. Komutan Taehyung, son üç haftadır izindeydi. Yoongi, adamın ne yaptığını ya da nerede olduğunu bilmiyordu. Aniden sırra kadem basmıştı ve Komutan Namjoon bile ondan haber alamamıştı. Bazı geceler Yoongi düşünmekten uyuyamıyordu. Neyi daha farklı yapsa daha iyi olurdu? Olasılıkları düşünüp duruyordu. Son üç haftada fark ettiği şey, komutanla geçirdiği zamanı özlediğiydi. Kendine bu yüzden kızıyordu ama gözleri onu arıyordu. Komutanın onu görmezden gelmesine dayanabilirdi ancak komutan yok olmuştu ve Yoongi onu bir daha görüp görmeyeceğini bilmiyordu.
Yoongi, eğitimlerde doktor raporu sayesinde bir bankta oturup bekliyordu. Arkadaşları sıcak havada yerde sürünüyor ya da otuz kilo çantalar ile avluyu turluyorlardı. Yoongi, her zamanki gibi kendiyle baş başaydı. Komutanla öpüştüğü anları üç hafta geçmesine rağmen canlı tutan zihnine çok kızgındı. Onu düşünmekten hoşlanmıyordu. Yoongi'nin hoşlanmadığı bir başka şey ise o gün neredeyse sertleşeceği gerçeğini yeni fark etmiş olmasıydı. Yıllardır hiçbir şekilde tepki vermeyen vücudu, bazen rüyada o anı görüp uyandığında birkaç saniye için erekte olmasını sağlıyordu. Yoongi gerçekten sikini kesip atmak istiyordu.
Avluda gördüğü tanıdık yüzle kalp atışları hızlandı. Komutan Taehyung, geri dönmüştü. Adamın esmer teni eskisinden daha sıcak ve koyu görünüyordu. Ayrıca sivil kıyafetler ile dönmüştü ve elinde bir bavul vardı. Yoongi onun tatilden döndüğünü anlamıştı. Askerler komutanın etrafında dolaşırken Yoongi oraya ait olmayan bir kadını fark etti. Komutanın kolunu sıkıca tuttuğundan utandığı belli oluyordu. Yoongi kadının uzun saçlarını, ufak yüzünü, fit vücudunu süzdü. O gerçekten çok güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIE4ME | Taegi
FanfictionHapishanedeki seri katil Min Yoongi, devletin yeni çıkardığı bir yasa yüzünden kendini bir anda askerde bulur. Durumdan hiç memnun olmayan bir kişi daha vardır: Komutan Kim Taehyung.