İçime sinmedi. Düzenleyip tekrar yayımlıyorum. Tekrar okuyun lütfen.
Yoongi ve Taehyung çatıda oldukça keyifli vakit geçiriyordu. Taehyung, Yoongi'nin ömrü boyunca görmediği tüm içkileri önüne dizmişti. Bir kadeh boşalıyor, Taehyung hemen dolduruyordu.
"Gerçekten bunların hepsini içecek miyiz?"
Yoongi shot bardağındaki buz gibi tekilayı kafaya dikmeden önce sordu.
"İstersen evet. Ama hepsini içersek sahiden çatıdan düşüp bacağımızın bir yerlerimize girmesi şakan gerçek olabilir."
Taehyung gülerek yanıtladı. En çok shotı kimin atabileceği üzerine iddiaya girmişlerdi.
"Komutan, ben iyi bir içiciyimdir. Benimle iddiaya girerek kendi bacağına sıktın."
Taehyung tek kaşını kaldırarak inanmaz gözlerle ona baktı.
"Benim kötü bir içici olduğumu nereden çıkardın? Henüz ikinci şişedeyiz."
Yoongi, gülerek kuruyemişlere uzandı. İyi bir içici olabilirdi ancak içkinin tadından pek hoşlanmıyordu.
Saatler geçerken kaçıncı şişede olduklarını saymayı bırakmıştı ikili. Güneş batmaya başlamıştı. Etrafı sıcak bir turuncu renk bürümüştü. Kesinlikle bir noktada sarhoş olmuşlardı. Taehyung, sonunda küçük pastayı çıkarıp ortalarına koydu. Karamelli pastanın üzerinde komutanın el yazısı olduğunu tahmin ettiği bir şekilde "iyi ki doğdun, Yoongi" yazıyordu. Yoongi, yıllar sonra doğum gününün kutlanıyor olması konusunda ne hissedeceğini bilmiyordu. Ama komutan yanındayken son zamanlarda hep iyi hissediyordu.
"İyi ki doğdun Yoongi! Dilek tut ve mumları üfle!"
Taehyung, bu kutlama konusunda oldukça ciddiydi. Yoongi, onun bu heyecanına gülerek gözlerini kapattı. Bir dilek diledi: lütfen bundan sonra huzurlu bir hayat yaşayayım.
Pastanın üzerindeki mumları üflediğinde Taehyung hızla ellerini çırptı. Yoongi, komutanının normalde böyle biri olduğunu ancak askeriye de sert bir tavır takındığını düşünüyordu. Belki de komutan tıpkı Yoongi gibi artık gerçek renklerini göstermekten çekinmiyordu. Yoongi, içine yayılan sıcaklığa anlam veremedi. Gerçekten o kadar fazla mı içmişti? Sarhoş olduğundan mı adamın güneşte parlayan bal köpüğü gözleri her zamankinden farklı geliyordu? Çok içtin, dedi kendine.
Yoongi, ufak pastayı dilimleme gereği duymadan çatalını batırdı. Aldığı parçayı onu izleyen Taehyung'a uzattı. Önce onun tadına bakmasını istiyordu. Taehyung, onun niyetini anladığında gülümseyerek pastayı yedi. Tadını beğenmiş olacak ki memnun bir mırıldanma çıkardı. Yoongi, onun bu tepkisine gülerek bir parça da kendi yedi. Pasta gerçekten şu ana kadar yediği en iyi pasta olabilirdi.
Taehyung, göbeğini tutarak konuştu.
"Bugün aldığım kaloriler yüzünden günlerce antrenman yapmam gerekiyor."
Yoongi, pastayı ağzına tıkmakla o kadar meşguldü ki sonunda yuttuğunda cevap olarak sadece "hmm.." ladı.
Taehyung, gülerek karşısında pastayı dağınık bir şekilde yiyen adama baktı. Batan güneş bembeyaz tenini okşuyor, biraz da kızartıyordu. Yoongi, güzel görünüyordu. Taehyung içten içe bunu inkar edemeyeceğini biliyordu. Son zamanlarda oğlana karşı daha yumuşak ve bir noktada sempati dolu olduğunu biliyordu. Ancak sadece kendisi değildi. Yoongi de gardını sonunda indirmişti. Kendisiyle sohbet ediyor, birlikte yemek yiyor ve aynı odada uyuyorlardı. Yoongi hala mesafeli olsa da Taehyung iki haftadır ona dokunduğu için hiç yumruk yememişti. Oğlanın dudak kenarına bulaşan kremayı gördüğünde kıkırdadı. Yaklaşıp elini dikkatle yerleştirerek kremayı almaya çalıştı. Yoongi, onun ne yaptığını fark ettiğinde sabit durup gözlerine bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIE4ME | Taegi
FanfictionHapishanedeki seri katil Min Yoongi, devletin yeni çıkardığı bir yasa yüzünden kendini bir anda askerde bulur. Durumdan hiç memnun olmayan bir kişi daha vardır: Komutan Kim Taehyung.