Birinin bedenini sarsmasıyla gözlerini araladı Yoongi. Karşısındaki Hoseok bir şeyler söylüyordu ama onu anlayacak kadar ayılamamıştı henüz. Uykuyu severdi. Hapishanedeyken adam öldürmediği zamanlarda uyurdu.
Yataktan kalkıp postallarını ayağına geçirdi. Sıcakta bunları giymekten şimdiden nefret etmişti. Odadaki camdan gördüğü kadarıyla akşam olmuştu. O cama bakarken yabancı bir ses duydu, Hoseok biriyle konuşuyordu. Kafasını hızla çevirip onlara baktığında bu bakışlardan rahatsız olan Hoseok boğazını temizledi.
"Yoongi, bu Jin hyung."
Yoongi bakışlarını uzun boylu adama çevirdi. Hoseok'tan biraz uzundu. Fit görünen bir vücudu ve kaslı geniş omuzları vardı.
"Kim Seokjin."
Adam gülümseyerek Yoongi'ye elini uzattığında Yoongi bir süre onun eline baktı. Bakışlarını Hoseok'a çevirdiğinde gözleriyle adamın elini işaret ettiğini görmüştü. İstemeyerek de olsa adamın elini sıktı.
"Min Yoongi."
Seokjin hiç bozuntuya vermeyerek gülümsemeye devam ettiğinde içindeki garip hisse anlam veremedi Yoongi. Yakışıklı yüzüyle insanları çok kolay ağına düşürüyor olmalı, diye düşündü. Kısa bir tokalaşmadan sonra elini çekmişti. Hoseok tekrardan Seokjin ile konuşmaya başladığında kurtulduğunu hissetti Yoongi. Adamın bakışları da gülümsemesi de çok güçlüydü. İyi bir katil olabilirdi. Kurbanlarını baştan çıkarıp kolayca öldürebilirdi.
İçeri iki kişi daha girdiğinde tüm bakışlar onlara döndü. Biri Seokjin ile aynı boydayken diğeri Yoongi ile hemen hemen aynı boyda gibi duruyordu. İsimlerinin Jimin ve Jungkook olduğunu öğrenmişti. Kısa boylu çocuk tanıdık geldiğinden gözlerini kısarak yüzüne bakıyordu ki Jimin de ona döndü. Anında yüzünü şaşkınlık kaplamıştı.
"Yoongi hyung! Burada ne arıyorsun?"
Jimin ona doğru ilerlediğinde Yoongi fazla yakın olmak istemeyerek yatakta geriye kaydı. Çocuk tam önünde duruyor heyecanla ona bakıyordu. Biraz düşündüğünde onun eski komşusu olduğunu fark etti. Jimin 12 yaşındayken Busan'dan Daegu'ya taşınmıştı.
Jimin kendinden uzaklaşan bedeni fark etmişti. Hyungu birlikte geçirdikleri zamanlarda en yakın arkadaşıydı. Birlikte oyunlar oynayıp okula gitmişlerdi. Ancak Yoongi 18 yaşında üniversite için ayrıldığından beri onu görmemişti. Yoongi'nin konuşmadığını gören beden devam etti.
"Üniversiteyi bitirdin mi? Çalışıyor musun? Neden askere geldi-"
"Hiç haberleri izlemiyorsun galiba Jimin."
Yoongi'nin sesiyle diğerleri de konuşmayı bırakıp onlara dönmüştü. Jungkook araya girdi.
"Bir dakika Min Yoongi sen misin?! Elli yedi kişiyi öldüren seri katil?!"
Yoongi sırıtarak ona döndü.
"Ta kendisi."
Jungkook haberlerde izlediği adamın karşısında olmasıyla korksa da heyecanına yenik düşerek devam etti.
"Kendin teslim olduğun doğru mu? Polis iki yıl boyunca tüm ülkeyi aramıştı!"
"Bakıyorum da otobiyografimi ezberlemişsin."
Yoongi'nin sırıtışı hala yüzünden silinmiyordu. Fanları da vardı demek.
"Hayır o değil! Jungkook sus!"
Jimin'in bağıran sesi odayı doldurduğunda Yoongi'nin sırıtışı yüzünden silinmişti. Dolu gözlerle bir kendisine bir Jungkook'a bakan Jimin üzerine doğru ilerlediğinde Yoongi ayağa kalktı. Aynı boya geldiklerinde Jimin titrek sesiyle konuştu:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIE4ME | Taegi
FanficHapishanedeki seri katil Min Yoongi, devletin yeni çıkardığı bir yasa yüzünden kendini bir anda askerde bulur. Durumdan hiç memnun olmayan bir kişi daha vardır: Komutan Kim Taehyung.