𝓑𝓸̈𝓵𝓾̈𝓶 12

4K 216 17
                                    

* Heyyyoooo

-

Aradan neredeyse bir ay geçmişti.

Vasil ile sanki  küçük çocuklar gibi köşe kapmaca oynuyorduk. Yüz yüze geldiğimizde tek yaptığımız birbirimize baş selamı vermekle yetinmekti. Onun dışında sadece ortak muhabbetlerde konuşuyorduk o kadar. Son konuştuğumuz günden sonra benden uzak durmaya çalışıyor gibiydi.

O gün eve döndüğümde Asya sanki 1 saat önce ağlamaktan yüzü gözü şişmemiş gibi dört gözle benim yolumu gözlenmişti. Elde var sıfır olduğunu öğrenince benim kadar onun da morali bozulmuştu. Sanırım onun da planlarında Vasil'in beni böyle karşılaması yoktu ama Vasil ile aramızda onun da bilmediği ve benim neredeyse artık hayatımın hatasını yapmış olduğum bir sır vardı. Bazen içimden birine anlatıp içimi dökmek, ondan fikir almak geçiyordu ama Vasil için bu kadar önemli olan bir sırrı başkasına anlatma riskine giremezdim.

Anlaşılan zaten Vasil bu sırrı bana verdiğine pişmandı, daha da kötüye sürüklemenin bir alemi yoktu.

-

Yaşar abilerin yanında yaklaşık 1 hafta kalıp kendi dağ evimize geri dönmüştük. Bir yanım hiç dönmek istemiyordu çünkü Yaşar abinin yanına sürekli iş konularını konuşmak için Vasil geliyordu. Şimdiyse 3 haftadır onu görmüyordum ve bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Söylediği bu Mühür Taşının onun için önemi neden bu kadar büyüktü? Artık bazı cevaplar istiyordum.

Kesin bir kararla telefonumu elime aldım ve Yaşar abinin numarasını tuşladım. Birkaç çalıştan sonra gür sesi telefonumda yankılanmıştı.

'Efsun?'

'Benim Yaşar abi. Merhaba, müsait miydin? Pat diye aradım ama?'

'Çok azcık bekleticem, daha sonra müsaitim.'

'Tamam abi bekliyorum'

'Kapatma.'

Telefon kulağımda Yaşar abiyi bekliyordum. Telefonun öbür tarafından anlamsız homurtular geliyordu, neler konuşulduğunu çözemiyordum.

'Evet güzellik, şimdi sendeyim'

Göremese de yüzümde ufak bir tebessüm oluşturmuştu.

'Nasılsın abi? İşini de böldüm kusura bakma'

'Sorun değil kuzum. İyiyim aynı bildiğin gibi, sen nasılsın bir sorun yok di mi?'

'He yok abi. Şey ben sana bir şey sormak için aramıştım'

'Dinliyorum'

'Ben...' 5 dakika önceki kararlılığımdan şu an eser yoktu. 'Abi ben Vasil ile görüşmek istiyorum ama bende ne numarası var ne de ona ulaşabileceğim herhangi bir şey'

Ufak bir müddet bekledikten sonra Yaşar abi hafif bir öksürüğün ardından bana cevap verdi.

'Ben Vasil'e söylerim bir yanına uğrar olur mu?'

Numarasını verse daha kolay olmaz mıydı?

Telefonun öbür tarafından minik bir kıkırtı sesi duyuldu.

'Vasil'in telefon numarasını ona sormadan başkasına veremem güzellik. Böyle şeylere biraz dikkat eder kendisi'

İçimden düşündüğüm şeyi nasıl duymuştu?

Elimi anlıma vurdum.

'Pardon abi.' Vücudumdaki bütün sıcaklık yüzümde toplanmıştı.

Şen kahkahası telefonun öbür ucundan bana ulaştı.

Kan (MÜHÜR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin