Kan (MÜHÜR)

𝓑𝓸̈𝓵𝓾̈𝓶 33

* Seelllaaammm

-

'Baha'nın burada ne işi var?' Şaşkınlığımı gizlemeden aklımdaki soruyu Yaşar abiye sormuştum.

'Bu tür tüm kurt adam alemini kapsayan şölenlere herkes davet edilir. Gelip gelmemesi ona kalmıştır ama Baha genelde bu tür davetlere sık sık katılır.'

'Tuhaf bir tip' diye ekledi Asya Yaşar abiden sonra.

'Evet, 28 yaşında olmasına rağmen hala afacan bir çocuk gibi davranır.'

'Vasil ile düşmanlarsa bize neden hiçbir zararı dokunmuyor?' Yaşar abinin ağzından Baha ile ilgili laf almak için bu soruyu sorma kararı vermiştim.

'Vasil ile düşmanlıkları sürüler arası sürtüşmeden geliyor yoksa Baha'nın Vasil'e karşı hiçbir zaman bir yanlışı olmadı. Çocuk tarafının yanı sıra nerede nasıl davranması gerektiğini çok iyi bilip tartan biri. Hiçbir zararı olmamasına karşın hafife alınmayacak kadar da zeki bir düşman.'

'Yıl sonunda olacak olan müsabakada kim yener?' Bakışlarımı Baha'dan çekmeden soruyordum sorularımı. Yaşar abinin söylemlerini de dikkate alarak hareketlerini ölçüp biçiyordum kendimce.

'Vasil güçlü bir kurt formuna sahip. Kendini hak ettiğini alabilmek adına bu turnuvaya adadı ama Baha'nın damarlarında taşıdığı kan da en güçlü sürüye ait.'

'Nasıl yani?' Bakışlarımı Baha'dan çekerek Yaşar abiye odaklandım.

'Baha'nın sürüsü ilk kurt adamların doğduğu kabileye ait kanı taşıyor. Alazia kabilesi.'

Okuduğum kitapta adı geçen kabileden bahsediyordu. Yani Baha o kabilenin soyundan mı geliyordu?

'O halde Baha daha mı güçlü?'

'Aslında baktığın zaman taşıdığı kan çok daha güçlü bir kan ama Baha küçüklüğünden bu yana hastalıklarla uğraştığı için gücü tam anlamıyla doruk noktasına ulaşamıyor. Bu da Vasil'i güçlü kılıyor.'

İçimde sakin bir korku baş göstermişti. Aklımda dönen düşünce tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu.

'Düello öldüresiye mi?'

'Bu tamamen rakibine bağlı ama ne Vasil ne de Baha öldüresiye bir rekabetin içine girmez. Çünkü dediğim gibi aralarındaki düşmanlığın tek sebebi sürüler arasında olan doğal bir sürtüşme kaynaklı. Vasil'in tek derdi karşısındaki rakibi yenip hak ettiği Alfalığa erişebilmek.'

Bakışlarım Baha'ya döndüğünde onun da bana baktığını gördüm. Elindeki böreği etrafına bakındıktan sonra çaktırmadan kaldırıp öbür eliyle de 'enfes' işareti yapıyordu. Haline gülmemek için kendimi zorluyordum.

'Şölen birazdan başlar. Hadi gelin biz de bir kaç parça yiyecek alıp güzel yerler tamamen dolmadan yerimize geçelim.' Başımla Yaşar abiyi onayladığımda Asya koluma girmiş, Yaşar abinin arkasından yürümeye başlamıştık.

'Umarım Baha yener.' Asya'nın sırf Vasil'e duyduğu gıcıklıktan sebep kurduğu cümleye karşılık ona bakarak gülümsedim. Kalbinden geçen asıl şeyin bu olmadığını biliyordum.

'Hoş geldiniiiz. Ne istersiniz güzel kızlar?'

'Ohoo Fatma abla, beni de kızdan saydın bak olmuyor böyle.'

'Ay sen çekil kenara be oğlum. Koskoca adam oldun 700 tane şenlik gördün bir de ben mi yapacağım sana servis? Ne istersen geç al işte.' diye gülerek Yaşar abiye karşılık veriyordu adının Fatma olduğunu öğrendiğim teyze.