𝓑𝓸̈𝓵𝓾̈𝓶 39

2.3K 137 15
                                    




* Karşınızdaaa yeni bölümmmm





-





Vasil ile olan dünkü ufak çaplı yakınlaşmamızın ardından onun yüzüne utancımdan bakamıyordum. Oysa bundan gayet keyif alıyormuş gibi görünüyordu çünkü sürekli benimle uğraşmakla meşguldü.

Kahvaltı yaptığımız masanın altındaki ayağıyla sürekli ayağımı okşuyor ben kaçırmaya çalıştıkça da bırakmıyordu. Sonunda kızgın olmasını umduğum bakışlarımı tabağımdan kaldırıp ona baktım. Oysa keyfini hiç bozmadan dudağının bir kenarı havadayken ağzına zeytinini atıyordu.

Hasbinallah!

Ayaklarımı sandalyeye kaldırıp düğüm yapmaya karar verdim. Böylece benimle uğraşabileceği bir alan kalmazdı.

'Ay Efsun, bir rahat duramadın he.'

'Ayağıma kramp girdi de.' dedim bakışlarımı tabağımdan kaldırmadan.

Üzerimdeki bütün dikkatler dağılınca sinirli bakışlarımı Vasil'e gönderdim.

'Bugün eğitimde ne var Abi?' Asya'nın sorduğu soruyla bakışlarımı Yaşar abiye çevirdim. Tabağındaki sucuklu yumurtaya gömülmekle meşguldü. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra bakışları bize döndü.

'Dünden sonra eğitim isteyeceğinizi düşünmedim bu yüzden bir plan yapmadım doğrusu.'

'Bugün Yeni Doğanların av konusunda eğitimleri yok muydu? Onlara katılsınlar işte.'

'Avla ilgili eğitimlerde Asya ve Efsun'un ne işi var Vasil.'

'Oturur bir kenardan izlerler. Reddedeceklerini düşünmüyorum?' Son cümlesini soru sorarmış gibi kurmuştu ve bakışları da bizim üzerimizdeydi.

'Aslında bugün evde kalsak daha iyi olur diye düşündüm ben Efsun, sen ne dersin?'

Eğer gidersem Vasil ile yakın olacak mıydım benim için önemli olan bilgi buydu. Eğer onun etrafında olacaksam gitmek istiyordum ama görebileceğim tek yüz Yeni Doğanlara aitse gitmemin bir anlamı yoktu.

'Size kalmış. Ben de şehir dışındaki işlerimi halletmeye gideceğim.' Ve istediğim bilgiye de ulaşmıştım. Vasil şehir dışına çıkacaksa eğitime gitsek bile onu göremeyecektim. O zaman gitmemizin bir anlamı yoktu.

'O zaman Asya'nın dediği olsun, evde kalalım bugün abi.'

'Bana uyar, zaten sizlik pek bir iş yok bugün.'

Asya'yla ikimiz de başımızı sallamıştık.


-


Kahvaltının ardından herkes hazırlanıp çıkmış, evde Asya'yla biz tek kalmış mutfağı toparlıyorduk.

'Sizin aranız mı düzeldi?' Zaten anlamayacağını düşünmem aptallıktan başka bir şey değildi. Yüzümdeki açan güller olan bitenin habercisiydi.

'Sana bir şey söyleyeceğim ama inanmayacaksın.'

'ÖPÜŞTÜNÜZ!'

'Asyaaa!' Bunu ilk ben söylemek istemiştim.

'AY GERÇEKTEN Mİ?!'

Başımı sevinçle yukarı aşağı oynattım. Asya'da elindeki köpüklerin varlığını bir kenara atmış sevinçten çırpıyordu.

'İnanamıyoruuumm!'

'Ben de inanamıyorum.'

'Nasıl oldu, hemen anlat!'

Kan (MÜHÜR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin