Selam!
Sizleri çok beklettiğimin farkındayım ama kendimce sebeplerim vardı ve bu kitapla ilgili biraz düşünüp kafamı toparlamam gereken konular vardı. Kendimi iyice toparladıktan sonra yazmak istediğim için de yeni bölümü yazmakta ve yayınlamakta biraz geç kaldım.
Sizlerden özür diliyor ve bir şey sormak istiyorum.
Sizce kitap şu an nasıl gidiyor ve okumaya devam etmek istiyor musunuz?
Bunlar dışında gösterdiğiniz ilgiye ve geri dönüşlere çok teşekkür ederim. Yorumlarınızı ve mesajlarınızı gördüm ancak dediğim gibi kendi kafamda bir dönemden geçtiğimden, size cevap vermek ve sizinle konuşmak benim için o an çok doğru gelmemişti. Tamamen kendi düşüncelerimi değiştirmek istemediğimden ve sizin güzel görüşlerinizden etkilenip, aklıma tam olarak yatmayan şeyleri bir kenara bırakmaktan korktum.
Ancak şimdi buradayım. Bölümler için bir gün ya da haftada şu kadar bölüm diye bir şartlandırma koymayacağım. Kendime bunu bir zorunluluk olarak değil de keyif aldığım bir hobi olarak hatırlatmak istiyorum. Çünkü bilirsiniz ki insanoğlu olarak zorunlu olan her şeyden çok çabuk sıkılırız. :)
Yeni bölüm benim içime sindi ve biraz Yağmur'un aile hayatıyla geçen bir bölüm oldu. Gelecek bölümde, biraz Mehri'nin gözünden bakabiliriz olaylara. Biraz da onun ağzından dinleriz, olan bitenleri.
Beğenmeyi ve yorum atmayı unutmayın dememe gerek bile yok. Biliyorum ki hepiniz zaten benim için beğenip yorumluyorsunuz. Sizleri çok seviyorum ve bana kızsanız da sizin de beni sevdiğinizi biliyorum.
İyi okumalar diliyorum.
(Bölüm Şarkısı: Rody Dünyada - Türkü)
"Ve insan yanındakiyle yaşar, aklındakiyle ölür."
***
Gördüğüm kişi annemin en yakın arkadaşlarından biri, aynı zamanda da mahallemizin dedikodu hattının sahibiydi.
Yeşim Teyze.
"Yeşim Teyze." dedim, onun heyecanının yanında sönük kalan bir sakinlikle.
Başındaki şalı düzeltip, bir bana bakıyor ardından Mehri'ye bakıyordu. Gözleri şaşkınlıkla bakarken çoktan yanıma gelmişti.
"Kız bu kimdir?" dedi, omzuyla bana hafifçe dokunarak. "Nereden buldun bunu?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMTEPE
Teen FictionYağmur ben. Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime. Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran. Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...