Selam!
Benim için buraya bir kalp bırakabilir misiniz?✨✨
İyi okumalar...
"Yağmur yağarken şemsiye açan adamlara, cesareti öğretmeye çalışmıştık."
(Bölüm Şarkısı: Nev - Zor)
***
Hayatta hiçbir şeyden utanç ya da bir pişmanlık duymamıştım.
Hiçbir zaman çalışıyorum diye, gece gündüz hangi iş olursa yaparım diyorum diye utanmamıştım. Hiçbir zaman da utanmayacaktım.O gün o dosyayı fırlatıp atmıştım çünkü, bir beklentim kalmamıştı. İşe ihtiyacım vardı, fakat kendimi kimsenin şirketine ya da çalıştığı yere yamamaya çalışmamış, beni işe alın diye ağlamamıştım.
"Anlamadım?" dedim, kaşlarım kendiliğinden yukarı kalkarken. "Bana mı diyorsunuz?"
"Senden başka biri mi var burada?" dedi tekrardan, kocaman gözlerini belertip bana baktığında.
Mehri Bey, "Hadi Yağmur, gidiyoruz." dediğinde alayla güldüm.
"Adınız neydi affedersiniz?" dedim kadına bakarak.
"Dila."
"Yağmur dedim, hadi." Mehri Bey tıslarcasına bana baktığında, gülümsemiştim.
"Mehri Bey," dedim gözlerimi ondan çekip Dila denen kadına yönlendirdiğimde. "Dila Hanımla tanışıyoruz şurada."
Bir adım atarak elimi uzattım. "İşsizim diye ağlamadım ama evet, dosyasını çöpe atan o kız benim."
Dila Hanım büyük bir özgüvenle elimi sıkarken alayla gülmüştü. Yüzündeki alaycı ifade hiç gitmiyordu zaten. "Burada olduğuna göre, taktiklerin işe yaramış."
Sinir hücrelerim yavaş yavaş kanımın her bir noktasında gezinirken, kendimi tutmam gerektiğini biliyordum. Hala elini bırakmamış aksine söylediği sözlerden sonra, daha da sert sıkmıştım.
"Dila, dediğimi yap bu gece bitmiş olsun." dedi Mehri Bey, odadan çıkarken.
Kadının elini daha çok sıkıp bir anda bıraktığımda, bana gözlerini devirmiş ve elini ovşalamıştı.
Odadan çıkar çıkmaz, temiz hava alma ihtiyacımla hızla merdivenlerden inmiş resmen koşarcasına dışarı çıkmıştım. Odada ben varken, benim hakkımda sanki orada yokmuşum gibi konuşması sinirlerimi hoplatmıştı.
Sarı çiyan.
Derin oksijen ciğerlerime tam olarak dolduğunda, kapıdan çıkan Mehri Bey ile dikkatim dağılmış hemen kendimi toparlamaya çalışmıştım.
Ayak bileklerime kadar uzayan kabanım, boyumu olduğumdan daha kısa gösteriyor onun yanında bir cüce gibi kalıyordum. Halbu ki çok da kısa biri değildim, ülkedeki ortalama kadın boyundan yaklaşık on santim daha uzundum.
Bana hiç bakmadan, binanın hemen yanında bekleyen valeye doğru yürümüş ve arabasını istemişti.
Birkaç dakika içinde yanımıza doğru yaklaşan siyah son model bir araba gördüğümde biraz şaşırmıştım. Gerçi neye şaşırıyorsam, gayet normaldi. Adam koskoca bir şirket sahibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUMTEPE
أدب المراهقينYağmur ben. Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime. Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran. Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...