Yağmur ben.
Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime.
Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran.
Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...
Öncelikle herkese yeniden merhabalar diliyorum veeeee biliyorum ki beni çok özlediniz, ben de sizi çok özledim.
Arkadaşlar şöyle ki bölümlerdeki okunma sayımız cidden bir anda düştü ve sebebini anlayamıyorum. Son bölüme gösterdiğiniz ilgi için çok minnettarım, gerçekten beni çok mutlu ettiniz ancak beğeni sayımız yine de okunma sayımıza göre oldukça düşük.
Beğeni sayısı ve yorumlarla ilgili bir sınır düşüneceğim, yeni bölümlerin gelmesiyle ilgili. Daha sonra size bildireceğim, önümüzdeki haftaiçinde yeni bölüm atmış olurum. O bölümden sonra sınırlara göre bölümler gelecek.
Sizden tek isteğim bol bol yorumlarınızı yapmanız ve her bölümü beğenmeniz. Beğeni sayıları benim için çok önemli.
Sizleri çok seviyorum.
İyi okumalar.
Benim için minik bir kalp?♥️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bölüm Şarkısı: Ufuk Beydemir - Yüreğimdesin)
"Ateş gibi yansan da buz gibi durman gerekiyor bazen."
***
Elleri ak, yanakları al, saçları kara, gözleri tirşe... Ufacık, sesi gür, elleri pamuk. Dünyaya nereden geldiğini bilmeyen, düştüğü aileyi, doğduğu evi seçemeyen üç buçuk kilodan var olan minicik bir bebek. Doğduğu ilk an ağlaması gereken, onun ağlaması anasını güldüren bebek. Bilgisiz, savunmasız, sözde dertsiz bebek. Bir kış akşamında, anasının babasının yüzüne güneş açtıran bebek.
Hayata karşı şaşkın, meraklı, bir o kadar da amatör. Yaşayacaklarından, yaşatacaklarından habersiz; her şeye rağmen, heyecanlı bebek. Kalbi su gibi duru, gözleri bir orman kadar derin, duyguları daha tertemiz. Gülüşleri de ağlamaları da ağız dolusu, coşkulu. Kim ne derse ona inanan, kuşkusuz bir bebek.
Uğur böceklerinin gerçekten uğur getirdiğine inanan, korkusuzca saatlerce çamurda oyunlar oynayan bebek. Her masalın gerçekliğine inanmak isteyen, bazen hayatının bir masaldan ibaret olduğunu sanan bebek.
Bir gün büyüdüğünde, masalının bir kabus olacağını bilmeden merakla yaş almayı bekleyen bebek. Gerçeklerin yüzüne acımasızca vurduğunda, doğduğu ilk günkü gibi çığlıklarla ağlamak isteyen ama güçlü durması gereken bebek. Çocuk ruhunu artık hayatın acımasızlık nehrine yavaşça bırakan, ruhundan eser kalmayan bebek.
