Yağmur ben.
Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime.
Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran.
Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...
Uzun bir aradan sonra tekrar beraberiz. Bildiğiniz gibi Wattpad Türkiye'de kullanım dışı ve çoğumuz giremiyoruz. Buna canım sıkıldığından çok fazla bölüm yazma ve atma isteğim yoktu ama siz bir yolunu bulup okursunuz diye bölümü paylaşma kararı aldım.
Beğenmeyi ve yorum atmayı lütfen unutmayın. Sizi seviyorum.🫶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bölüm Şarkısı : Kenan Doğulu - Rüzgar)
"Kendi başının çaresine bakmış bir kızın bakışları yumuşak olamaz."
***
Özlem.
Öyle bir duyguydu ki özlem, kendini ara ara hatırlatır sonrasında bir süre ortalıkta görünmez ve ardından yeniden hayatına girerdi. Kimse neden bir anda ortaya çıktığını sorgulamazdı, sorgulayamazdı. Kimileri bu duyguyu bir kediye, köpeğe yaşarken kimileri bir insana, bir kokuya, bir yere veya bir an'a hissederdi.
Benim en çok özlem duyduğum an ise, çocukluğumdu. Yıllardır içimde bitmek bilmeyen özlemin sebebi çocukluğumda yaşadığım o güzel ve mutlu günlerdi. İnsan zaman geçtikçe neler yaşadığını unutuyordu, aklından belki çıkıyordu ama o an ne hissettiğini az çok hatırlıyor ve buna özlem duyuyordu. Bir gün, mutlu ve huzurlu olduğum son gündü ve ben o günün son günüm olduğunu bilmeden mutlu ve huzurlu bir şekilde hayatımın gidişatını değiştirebileceğimden habersiz, yaşamış ve devam etmiştim yoluma.
Birlikte evcilik oynadığım, mahallede deli gibi koşturup; evimin bahçesine gidip, annemden su istediğimiz en yakın arkadaşlarım hayatımdan çıkmışlardı. Tam olarak hangi noktada olduğunu ben de anlamasam da bir gün hepimiz birbirimizden uzaklaşmıştık.
Çocukluk arkadaşlarımdan bana kalan yalnızca Ece olmuştu. Bir kuzen olarak bakmamıştım ona hiçbir zaman. En yakın arkadaşım olduğuna emindim. Benden küçük olması önemli değildi, ama ben her zaman ona sahip çıkmak zorundaydım sanki. Kötü bir şey yaparsa arkasında durmalıydım, adam öldürse yanında olmalıydım, canı acısa canını acıtandan hesap sormalıydım. Bir kuzenden ziyade bir abla olmalıydım ona. Kendimi hep böyle şartlandırmıştım çünkü. Bana kızabilirdi, bağırıp çağırabilirdi. Sonuçta kardeşler de ablalarına bağırıp çağırırdı ama onları çok severlerdi değil mi? Benim düşündüğüm gibi değildi ama. Ben içten içe o günlere duyduğum özlemi, bugün yaşarken daha dün gece beni kırk yerimden bıçaklamıştı.
Yaşadıklarım, o an hissettiklerim sanki bu yirmi iki yıllık hayatımda aldığım en ağır darbelerden biriydi hayatıma. Sırtıma saplanan onlarca bıçağı, orada bırakmıştı. Arkasında olup destek olmaya çalışan biriyken, şimdi arkamda onun sapladığı bıçaklar vardı.