2- Ayrı Hayatlar

1.3K 103 208
                                    

Selam... nasılsınız?

Bakalım kızlarımız ne yapıyor... 

İyi okumalar dilerim.

-

''Gel bakalım sen şöyle.'' Yavaşça kucağındaki Alya'yı Eda ablasına uzattı Hande. Çıkmadan önce yapması gereken her şeyi söylemişti. Alt değiştirmek gibi, yemek saatleri ne zaman gibi, veya ne zaman huysuzlaşıyor gibi rutinleri artık söyleme gereği bile duymuyordu. Eda ablası artık adı gibi ezberlemişti bunları. Zehra'yla ayrıldıklarından beri onlardan çok Eda ablaları bakıyordu Alya'ya. Onların vakti yoktu Eda bunu biliyordu. Olsa da severek bakardı zaten, artık yaşlanmıştı. Çocuğu da olmadığı için torun aşkıyla yanıp tutuşuyordu ne vardı Alya torunu olsaydı? Gözleri dolduğunda Hande adımladı ona doğru. ''Eda abla... o senin de kızın biliyorsun değil mi?''

''Biliyorum.'' Burnunu çekti Eda. Onun da kızıydı evet... Aslında işine de geliyordu analık hormonları tavan yapmıştı hep. Ezelden beri öyleydi... Hande'nin hamileliğinde çok bakmıştı ona. Çok getir götürünü yapmıştı... Hande bir yıl voleybola ara vermek zorunda kalmıştı fakat Zehra gidiyordu haliyle. Maçlar, turnuvalar, antrenmanlar derken daha çok Eda'ya kalıyordu Hande ile olmak. Borçlu hissediyordu Zehra ona karşı kendini. Elinde olsa daha çok bakardı karısına... ama bunu Hande de biliyordu. Çok yoğundu o yüzden bunu ikisi de hiçbir zaman sorun etmemişti. Aralarında bir denge vardı. ''Her şeyini verdin mi?'' 

''Ay yok..'' Panikle çantasındaki üç adet biberonu çıkarttı Hande. ''İşte sütleri Eda ablam. Üç öğün sabah, öğle, akşam. İsterse fazlasını verme, sonra çok gaz yapıyor. Rahatsız olmasın.'' Gülümsedi. Eğildi kızına doğru. ''Ya annesinin güzeller güzeli... Güzel kızım. Güzel gözlüm.''

''Gerçekten çok güzel gözleri...'' Bunu söylerken maşallah dedi Eda içinden kendi kendine. Gerçekten çok güzeldi gözleri... Yemyeşillerdi. Işıkta bazen ela oluyorlardı. Nazar değmesindi maşallahı vardı. Çok da akıllıydı. Delirecekti gerçekten kucağındaki bebişin güzelliğinden aklı çıkacaktı! Ah bir de kokusu... Eda yükseldiğini belli etmemeye çalıştı.

''Annesine çekmiş.''

''Evet.'' Onayladı Hande'yi. Yanlış bir şeyi mi onayladı diye düşündü o an Eda. Gözleri dolmuştu Hande'nin... O konuyu hala atlatabildiğini düşünmüyordu o yüzden pek pekiştirmeyi tercih etmedi. ''Sen nereye gidiyorsun?''

''İşte kulüple görüşeceğim tekrardan. Birkaç teklif de var bakacağız artık. Bilmiyorum Eda abla bu kadar zaman sonra dönebilir miyim... dönersem ne kadar iyi dönerim? Hiçbir fikrim yok...'' Hande tekrardan dönmeyi düşünüyordu voleybola. Epey bir zaman olmuştu neredeyse iki yıl olacaktı. Formdan düştüğü çok net görülebiliyordu hala hamilelik kilolarını verememişti... Önce tekliflerle görüşse daha iyi olurdu belki. Sonra kilo verip kas yapmaya bakabilirdi. ''Akşam alırım Alya'yı.''

''Zehra almayacak mıydı?''

''Öyle miydi?''

''Bilmiyorum öyle konuştunuz sanıyordum...'' Bozulmuştu Hande. Zehra ile uzun süredir konuşmuyorlardı belirli bir takvimleri vardı ve dönüşümlü olarak bakıyorlardı Alya'ya. Alya sadece Eda ablalarına veriliyor ve alınıyordu. Bu sayede hem ikisi de çocuklarıyla vakit geçiriyor, aynı zamanda yoğun takvimleri bir nebze de olsa rahatlamış oluyordu. Eda bir bakıma köprü görevi görüyordu arada. ''Sıra onda sanıyordum ben.''

''Problem değil... Alırım diyorsa alsın. Zaten ben çok yoğunum söylersin ona.'' Ciddi anlamda bozulmuştu Hande, ama belli etmiyordu. ''Ben bir günlük süt getirmiştim ama...''

''Zehra stok bırakmıştı. Yeterli var diye düşünüyorum olmazsa haber ederim ben sana. Sağarsın.'' Kafasını salladı Hande. Gülümseyebilmişti. Alya'ya doğru eğildi tekrar. ''Eda teyzeyi üzme tamam mı annecim? Birazcık onda kalacaksın sonra Zehra annen alacak seni. Onu da üzme yorma onu. Migreni var onun...'' Hande'nin dediklerine karşı Eda gülmeye başlamıştı.

İKİLEM 2 #HanZeh gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin