İyi akşamlar efendim merhabalar... Size yatış öncesi seveceğinizi düşündüğünüz bir bölüm getirdim.
İyi okumalar bugün kolonya servisimiz yok...
-
...
-Sultanlar Ligi 40. Yıl Kutlama Gecesi-
''Seni çok özledim.'' Zehra onu yakasından kendisine doğru çektiğinde Hande afallamıştı. Bütün gece DJ'lik yapmış insanları, fanları eğlendirmiş olmalarına rağmen fazla enerjikti Zehra. Biraz alkolü kaçırdığından Hande onu evine bırakmak istemişti fakat kendini şu an birkaç gün önce terkedildiği karısı tarafından dudak dudağa bulmayı da beklemiyordu. Bu gece yüzüğü ona zar zor taktırmıştı bir de üstüne Zehra onu yatağında mı istiyordu!? ''Gamzelerini çok özledim...'' Hande karısının yumuşak dudaklarını çukurlarından birinde hissettiğinde geriye adımladı.
''Sarhoşsun.''
''Değilim.'' Hande'nin beyaz ceketinin yakasından tekrar çekti onu kendine. ''Çakırkeyfim.''
''Çok farklıymış.''
''Hande bilincim yerinde diyorum.'' Kaşları çatılmıştı Zehra'nın. ''Sen de beni istemiyor olamazsın iliğini biliyorum ben senin...'' Eli karısının mini beyaz elbisesinin üzerinde gezmeye başladığında Hande'nin gözleri kapanmıştı. Zehra'nın suratında muzip bir gülümseme belirdi. ''Güzelliğin bile beni ıslatmaya yetiyor.''
''Zehra.'' Sert çıkmıştı Hande'nin sesi. Bu bir uyarıydı. Bedeninde dolanan uzun parmakları göz ardı etmeye çalışıyordu. ''Zehra biz ayrıldık.'' Hande ne kadar kabul etmese de gerçek buydu. Zehra'nın ona hala sinirinin dinmediğini biliyordu kafası ne kadar yerinde olsa da alkolün verdiği bir cesaret olduğu aşikardı. Onu dinlemeyen karısının parmakları vücudunda bilmem kaçıncı turuna çıktığında yutkunmuştu... yapamazdı. Daha saatler önce Zehra sırf göstermelik olarak yüzüğü bile parmağına zor takarken Hande onu bu halde koynuna alamazdı.
''Biz ayrılmadık kağıt üzerinde hala evliyiz...'' Dinlemiyordu. Dudakları bu sefer boynuna gömülmüş elleri ise beyaz elbisesinin bellerinden onu kendisine çekmişti. Hande vücut ısısının arttığını hissedebiliyordu Zehra'nın dokunduğu her yer alev alıyordu sanki. ''Çıkart şu ceketini.'' Islak dudaklarını onun boynundan ayırmadan konuşurken ceketine doğru hamle yaptı Zehra.
''Zehra dur...'' Durması gerekiyordu Hande fazlasıyla etkilenmişti bile... Ama bunu yapamazlardı yanlıştı işte doğru değildi! Hem daha o gece yaptıkları bu kadar tazeyken... deli gibi vicdan azabı çekiyordu hala Hande! Bozulmuştu tüm düzenleri sevdiği kadın günler önce kızını da alıp onu terk etmişti... Üstüne bunu yapamazlardı bu ikisine de haksızlıktı! ''Zehra ah...'' Kalçasına ulaşan eller sıkılınca bir inleme döküldü Hande'nin dudaklarından.
''Seni çok seviyorum.'' Onun göz hizasına geldi Zehra. ''Allah belamı versin ki seni çok seviyorum.'' Gözleri dolmuştu. Nasıl bir ruh halindeydi böyle? Dili açılmıştı resmen. Hande bu mesafeden onun güzelliğiyle büyülenmesi dışında lafını bölmek istemiyordu karşısındaki kadının. Onu sevdiğini söylüyordu ya... keşke sabahlara kadar deseydi de o da sabahlara kadar dinleseydi. ''Allah senin de belanı versin ayrıca.'' Çok içten söylemişti.
''Verdi zaten.'' Gülümsedi Hande. ''Senin gittiğin gün verdi ve hala veriyor.'' Hala gülüyordu ama özlemdendi. Karşısındaki kadına duyduğu özlemden... ''Kendine bunu yapma. Bize bunu yapma Zehra.'' Şu anda içinde bulundukları durumdan bahsediyordu. ''Madem gittin geri gelme bana. Bırak ben kendimi affettirip geleyim sana...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİLEM 2 #HanZeh gxg
Fiksi PenggemarİKİLEM kitabının devamıdır...❗️+18 uyarısı!! ⛔️ Uygunsuz olaylar içerir ve ÖNERİLMEZ.