five

71 11 4
                                    

tabii ki endişelendin,
her zaman olduğu gibi.

bana baktığın vakit parlak irislerin titredi. oturdun, dudaklarından ayrılan sıcak nefes buhar oldu ve boşluğa karıştı. alnını benimkine yasladın. bu esnada yanaklarımdan süzülen onlarca göz yaşına rağmen kızardılar, kulaklarım ısındı. anlamlandıramadığım bir his, bir belirsizlik eşliğinde bana baktın.

çok yakındık.

kalbim hiç olmadığı kadar canlı atıyordu.

vücudum titriyor,

sessiz hıçkırıklar soluk pembelerimi terk ediyordu.

bin parçaya dağılmıştım,

ve sen de bir o kadar ıssız görünüyordun.

dudakların...
onları şimdiden tadabiliyorum.

kirpiklerim aralandı, dudaklarının dudaklarıma sürtündüğünü hissettiğimde. nasıl tasvir etsem, bilemiyorum. sanırım;

bir umut hüzmesi, kozalarına çekilmiş kelebeklerin uyanması ve uçuşması gibi taze bir his ile, yeşerdi birden bire.

ama beni kolların arasında daha sıkı tutmak yerine yavaşça kendini geri çektin.

artık senin de göz yaşlarının yuvalarından ayrıldığına rahatlıkla tanık oluyorum.

neden ağlıyorsun?

bu soru üzerine düşünmek için kendime pek zaman vermedim.

çünkü ağlamam şiddetlendi,

çünkü bana tanıdık gelen kokunu artık alamıyordum.

çünkü artık duyabildiğim tek koku, yakana sinmiş o çiçekli ve şekerli parfüm kokusuydu;

yaz güneşinin sarı tonu kadar sıcak, ilkbaharda açan o güzel çiçekler kadar narin, sonbaharda dökülen turuncu yapraklar gibi huzur verici ve kış ayında gökyüzünü terk eden milyarlarca farklı kar tanesi gibi eşsiz olan kıza ait parfüm kokusuydu.

soulmate 2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin