three

74 13 6
                                    

yakınlardaki bir parkın içerisine koşturdum, geniş bir ağacın arkasına saklandım.

bu, sana ulaşmaya çalıştığım ilk zamandı.

"soobin-" aramamın meşgule atıldığını duyduğum an kendi sözümü kestim. göz yaşlarım şeritler hâlinde birer birer süzüldü, ardı sıra ve acele etmeden, yavaş yavaş.

seni tekrar aradım, bu sefer daha hırslı ve istekli bir tutumda.

aramam yanıtlanmadı.

dudağımı ısırdım, tuzlu ve sefil yaşlarımı içeride tutmaya çalıştım. her zaman burada olursun, peki ya bugün neden yoksun?

uzaktan gelen ağır adım sesleri duydum, sanki biri koşuyor gibiydi. tahmin edebildiğim tek kişi kai, bu yüzden vücudumu geriye toplayarak sırtımı ağaca yasladım ve bekledim.

saklambaç oynamak gibiydi.

aptal bir oyundu ama oynamaya devam ettim,

seni sevmek gibi.

aptalcaydı, yaptığım şeyi yapmaya devam ettim, elimde değildi.

aklımda olan tek şey sendin.

senin adın...

kulağa hoş geliyordu, kurumuş sonbahar yapraklarına uzanmak gibi,

kar tanelerini yakalamak gibi,

çiçeklerin açtığı mevsimde temiz havayı içine çekmek gibi.

yaz kısmı hâlâ kayıp.

tekrar aradım, bu sefer aramam dahi gitmedi. çalmasına izin vermeden aramayı reddetmiştin. sonunda karamsarlığa batıyor, kendimi iyi hissetmek için pohpohlama gereği duymuyordum. ellerim yardımıyla suratımı kapattım, hiddet ile irislerimi yararak çeneme süzülen keskin yaşları silmek için parmaklarımı indirdim, kai'nin yakınlarda olması ihtimaline karşın bakışlarımı uzağa diktim ve o an kafama dank etti.

seni bir bankta otururken gördüm.

yanında güzel bir genç kız eşliğinde, kendisi bu defa üzerinde bir yaz kadar sıcak ve sarının en güzel tonunda samimi bir elbise içerisinde.

soulmate 2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin