twenty

62 10 9
                                        

boş sınıfın içerisinde zemine oturdum, kalçam soğuk ve kirli fayansların üzerinde yer edindi.

bu senden saklanmak için edindiğim bir alışkanlıktı.

sırt çantamdan yemeğimi çıkardım, kucağıma yerleştirdim ancak yemedim. artık gerçekten de okuldaki öğünlerimi yemiyordum, bunun yerine sadece ona bakıyor ve düşüncelere dalıyordum. genelde kendimle çelişiyordum da denebilir.

ama çoğunlukla seni bulmak ve senden özür dileyip dilememek hakkında kendimle tartışıyordum. böylece tekrar birbirimizin 20 santimetre uzağında olabilirdik-

"sandviçi yiyecek misin?" tanıdık bir ses sordu, kim olduğunu kavramak için başımı kaldırdım ve gözlerim genişledi.

bu sesi bir daha duyabileceğimi düşünmemiştim. özellikle benimle konuşacağını, özellikle hiçbir şey olmamış gibi sıradan kelimeler kullanacağını...

"h-hayır." istemsizce kekeledim, sandviçi alması için ona uzattım.

"hayalet görmüşsün gibi görünüyorsun." muhtemelen aniden gelişen bu olay ile solmuş yüzümü kastederek kıkırdıyordu, sandviçten büyük bir ısırık aldığını gördüm ve yutkundum.

hayalet görmüş olmasam da, bir şekilde görmüş kadar şaşırmıştım.

arkadaşlığımız bitti sanıyordum.

çoktan okunmuş bir kitap gibi,

veya ekmek kırıntıları ile fazlasıyla karnını doyurmuş bir ördek gibi.

"yeonjun... burada ne yapıyorsun? burada olduğun için sana kızmazlar mı? bana kızgınsın sanıyordum."

"doğru, sana kızgındım." yeonjun yanaklarını, aldığı ısırıklar ile doldurdu ve bir süre sonra tekrar söze karıştı. "senden gerçekten hoşlanmayan kişi taehyun, ben değilim. aslında... seni biraz özlemiş bile olabilirim." yeonjun alay etti, beni şaşırtmayı her zaman başarıyordu fakat kişiliğinin bir parçası olduğu için yadırgamıyordum.

"teşekkürler, yani sanırım." neredeyse fısıldar bir ses tonuyla söyledim, elim enseme gitti.

taehyun ve ben, arkadaş grubumuzdan bağımız olarak yan yana gelen ve takılan tipler değildik. ama ne zaman birlikte olsak, unutulmaz olurdu. beni güldürme konusunda hiç başarısız olmamıştı. ve en iyi tavsiyeleri verme konusunda ikinci kişiydi.

her konuda ilk sıraya kimi koyduğumu biliyorsun. "bak, saçma gelecek biliyorum ama bir planım var." kaşlarımı çattım ve yüzümü buruşturdum. "ne için?"

"soobin'i senin yapmak için."

soulmate 2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin