"okuldan sonra arcade salonuna gitmek ister misin?" ertesi gün sordun.
"hayır." ifadesizce cevap verdim.
"neden?" neredeyse sızlandın.
sevimli.
"çünkü bok gibi oynuyorsun." alay ettim.
"kapa çeneni." koluma alaycı bir tokat geçirmek için uzandığını gördüm. yalnızca şakacı bir tokattı, o an için neden böyle düşünmek zorundaydım bilmiyorum ancak dünden kalan anılar, gözlerimin önünü birer birer doldurdu. bana vermek istediğin o oyuncu dokunuştan kaçındım. öylesine kaçındım ki en yakındaki ilk kabine sendeledim. kapının duvara çarpma sesi büyük bir gürültü oluşturdu, insanların gözleri doğrudan üzerimize dikildi.
utanç vericiydi.
ne düşündüğümü bilmek, seni onunla karıştırmak beni hiç olmadığım kadar utanmış hissettirdi. senin de kafan bir o kadar karışmış görünüyordu. bu yüzden oradan ayrılmayı ve uzaklaşmayı denedim ancak kolumu yakalayarak beni engelledin. "binnie..."
nefesimin hızlandığını fark ettim, göğsüm hızla inip kalkıyor ve başım dönüyordu. "dokunma bana." tüm görebildiğim o'ydu. karşımda duran beden, kolumu kavrayan o el, hissettiğim bakışlar...
oradan uzaklaşmadan önce sana söylediğim son şey buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate 2023
Fanficbeni en yakın arkadaşı olarak gören en yakın arkadaşıma ithafen. ©crosszips | 25 jan