yanağım kırmızıydı, tenimi karıncalandıran büyükçe bir iz orayı kaplıyordu.
onu kavradım, o şişman ve çirkin göz yaşları yüzünden parmak uçlarım ıslandı.
kaçmayı denedim, sana gelmeyi...
ama beni yakaladı, bana vururken gözünü bile kırpmadı ve beni tehdit etti.
bu sefer kemerini çıkarmak için elleri bedenimi birkaç saniyeliğine serbest bıraktı ve beline gitti. kemerinin kordununu çözdü ve tek yapabildiğim üst kata koşmaktı.
odama sığındım, kapımı kilitledim.
çok korkmuştum, o canavardan:
babamdan.
—
hıçkırıklarımdaydım, artık ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu elimden. kendime ait tek yerim olan odamı başıma yıkmakla tehdit etti, kapının ardındaydı ve bir köpek gibi havlıyordu.
ama kapıyı açmadım.
çünkü korkmuştum, çok korkmuştum.avuç içlerimle kulaklarımı tıkadım, sesleri bastırmak istedim ancak işe yaramadı. sadece ağladım, hiç ağlamadığım kadar çok...
çünkü korkmuştum, deli gibi korkmuştum.
kükremesi asla dinlemeyecek gibi görünüyordu. bir fırtına gibiydi, yıkılmakta olan bir harabe gibiydi. gürültülüydü.
belki de olanları abartıyordum, çünkü delicesine korkmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
soulmate 2023
أدب الهواةbeni en yakın arkadaşı olarak gören en yakın arkadaşıma ithafen. ©crosszips | 25 jan