15

1.5K 84 17
                                    

BERKAN

Yusuf malı sendeleye sendeleye bardan çıktığında gözlerimi devirerek yanına yürüdüm. Hayır abi, niye etrafımda bir tane normal veyahut akıllı bir insan yoktu. Neden hep geri zekalı insanlar giriyordu ya benim hayatıma?

"Aaa, gelmişsin," dedi peltek bir şekilde, sarhoş gülümsemesiyle. Gözlerimi kapatarak sakin bir nefes aldım.

"Aaa gelmişim," dedim gayet düz bir ses tonuyla.

Kolunun altına girdim ve düzgünce yürümesi için beline kolumu sarıp ona destek olduğumda kıkırdadı. Gözleri bayık bayık bakarken üstü başı leş gibi alkol kokuyordu. Sanki bira fıçısına kurbağalama atlamıştı herif. Yüzümü buruşturarak Alphan'ın arabasına kadar götürüp kapıyı açtım ve kolunun altından çıktım.

"Bok mu vardı bu kadar içecek?" diye homurdandım ön koltuğa oturmasını beklerken.

Koltuğa yan bir şekilde oturdu ama ayakları hala yerle temas ediyordu. Elimi kapıya koyup bedenimi hafifçe yasladığımda kafasını koltuğa yasladı. Aptal aptal yüzüme bakarken hala gülüyordu.

"O kadar da benzemiyormuşsun be," dedi sonra kelimeleri yuta yuta. "Alphan'a yani."

Gözlerimi bir kez daha devirip sinirli bir nefes alıp verdim. Bacaklarını içeri sokup kapıyı kapattıktan sonra soğuk havanın biraz içime işlemesi için yavaş yavaş arabanın arkasından dolanarak şoför koltuğuna geçtim. Beni deli ediyordu.

Bana Alphan'a benzediğimi her söyleyişinde kafayı yiyecek raddeye geliyordum. Sırf bu yüzden beni kullanacağını düşünüyor ve onunla daha fazla muhabbet kurmak istemiyordum. Ama sorun şuydu ki her girdiğim ortamda bir şekilde o da oluyordu ve bu pek mümkün olmuyordu.

Alphan'a tip olarak belki benziyor olabilirdim ama kesinlikle karakterlerimiz benzemiyordu. Kuzenimdi hatta daha öte kardeşimdi ve onu çok seviyordum ama bizi birbirimize benzeten herkesten ölümüne nefret ediyordum.

Emniyet kemerimi takmadan önce ona dönüp emniyet kemerine uzandım. Çabucak kemerini takıp kendi kemerimi de hallettikten sonra arabayı çalıştırdım. Yusuf'la çok iyi bir arkadaşlığımız olduğu söylenemezdi. Birbirimizi pek sevmediğimiz gibi onun yanında olmamın tek nedeni Alphan'a söz vermiş olmamdı. Onu kırmak istemiyordu ve ben de Ömür'le rahat rahat takılabilmesi için ortam hazırlıyordum. Zaten onu takıma alma nedenim de buydu, tamam çok iyi oynuyordu ama normalde olsam onu takıma almazdım.

Yine de sinirimi bozan başka bir şeyler vardı ve ben bunları sorgulamaktan kaçınıyordum.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu kafasını bana çevirip boş boş bakarken.

"Evine bırakacağım seni," dedim ana caddeye girdiğimizde.

Ofladı. Bakışlarım kısa bir an ona kaydığında yüzündeki huysuz ifadeye gülmemek için dudaklarımı dişledim. Hayır ne bekliyordu onu anlamıyordum. Sonuçta iki tane kız kardeşimin olduğu eve götürecek değildim.

Aslında yakışıklı çocuktu. Alphan'a aşık olması dışında onun yaptığı çoğu şeyi de onaylıyordum ama çok saçma bir şekilde kuzenime aşık olmuştu ve aptal aptal onun acısını çekiyordu. Ona gözlerini kapatmasını söyledikçe o bir şekilde durmadan Alphan'ın yanında alıyordu soluğu sonra gelip bana acıyor muhabbeti yapıyordu. Garip bir çocuktu anlam veremiyordum.

"Arabaya kusarsam beni döver misin?" dedi bir süre sonra midesini tutarak.

"Ağzını sikerim, sakın öyle bir bok yiyeyim deme," dedim tersleyerek.

Neden bilmiyordum ama ona normalin aksine çok fazla öfkeliydim bugün. Ne söylese ne yapsa batıyordu sanki bana ve bunun nedenini anlamıyordum.

Belki de sabah spor salonunda olanlar yüzündendi. Bir anda beklemediğim bir şekilde onunla fazla yakınlaşmıştık ve bu beni sinir bozucu bir şekilde heyecanlandırmıştı. Bunu düşündükçe delirecek gibi oluyordum çünkü benim bir erkekten etkilenmem söz konusu bile olamazdı. Acaba Alphan'dan falan mı bulaşmıştı? E bu hastalık değildi ki amına koyayım bulaşsındı, çok saçmaydı.

"Dur o zaman," dedi ara sokağa girdiğimizde.

Ani bir frenle durduğumda lastik sesleri yüzümü buruşturmama sebep oldu ama umursamadan elimi kemerine uzatıp açtım ve kendisini arabadan dışarı atmasını, bir ağacın altına eğilmesini izledim.

Midesini boşaltırken kendi kemerime uzanıp açtım ve uyuşuk hareketlerle arabadan inip yanına gittim. Öğürmeyi kesip öksürmeye başladığında torpido gözünden kağıt havluyu ve suyu alarak tekrar yanına döndüm.

Elimdeki peçeteye uzanırken başını kaldırmadı. Ben de bakma gereği duymadım zaten aksi halde ben de kusabilirdim çünkü. Ağaçtan destek alarak ayağa kalktığında yüzüne baktım. Elimdeki su şişesini alıp defalarca ağzını çalkaladıktan sonra derin bir nefes alarak yüzüne çarptı suyu.

Bakışlarımız buluştuğunda yüzündeki ruhsuz ifadeden anladığım kadarıyla hala kendine gelememişti. Gözleri bayık bayık bakmaya devam ederken arabaya kadar yürümesine yardım ettim tekrar. Oturup kapıyı kendine çektiğinde boş şişeyi kenara atıp ben de arabaya bindim. Kapıyı çekerken ona baktım. Gözlerini kapatmış kafasını koltuğa yaslanmıştı. Hızlı hızlı alıp verdiği nefesleri dolayısıyla inip kalkan göğsüne bakıp kolunu dürttüm.

Gözlerini açmaya çalışarak bana çevirdi başını. Ve yine lanet olasıca bir şekilde sabahkinin daha ilerisinde bir yakınlaşmanın ortasında kaldık. Ne diye kendimi çekemiyordum bilmiyordum ama onun da çekmemesi işleri daha kötü hale sokuyordu.

"İyi misin?" dedim yutkunup dudaklarımı yalayarak.

Başını usul usul sallarken bakışları gözlerimden kayarak dudaklarımda durdu. Sabah ona beni öperse ağzına kusacağımı söylemiş olmama rağmen, daha demin kusan bu herifi öpmek isteyen tarafıma sövmek istiyordum. Kesinlikle bunun genetik bozukluğumla bir ilgisi vardı. Başka bir açıklaması olamazdı.

Beynime geri çekilmek için sinyal veriyordum bakışlarımı en azından dudaklarından uzaklaştırmasını istiyordum ama olmuyordu. İşlevini yitirmiş gibi ısrarla dibinde, dudaklarına bakmaya devam ediyordum. ALLAH'IM GENLERİMİ BU KADAR ALMASAYDIM NOLURDU SANKİ?

Usulca dudaklarını yaladığında istemsizce bir nefes verdim. Heyecanlanıyor muydum, korkuyor muydum, etkileniyor muydum bilmiyordum şu an göğsümün ve beynimin içinde dönenlere akıl erdiremiyordum. Elini uyuşukça yanağıma koyduğunda gözlerimi kapatmamak için büyük bir çaba sarf ettim. Dişlerimi sıkarak hızlanan nefeslerimi kontrol altına almaya çalıştım.

"Alphan'ı sev-" dudaklarını birbirine bastırmak üzereyken hıçkırığı cümlesini böldüğünde bakışlarımı tekrar gözlerine çıkardım. "..yorum."

Gözlerimi kapattım. Bilgilendirmesiyle aklımda dönmeye başlayan çarklarla kendime geldim. O Alphan'ı seviyordu ve ben onu öpmek üzereydim.

"N'apıyorum lan ben," diye mırıldandım kendi kendime. Sonra kendimi geri çekerek elinden kurtulup önüme döndüm.

Geri zekalının tekiydim ve kuzenime aşık olan herifi öpmeyi düşünmüştüm. Kendimden nefret ediyordum. Aptaldım ulan, her şeyden önce bir erkeği öpecektim. Alphan'a, kardeşime aşık bir erkeği.

Sikeyim.

ACI [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin