Arka bahçeye adım attığımda gözlerim direkt olarak muhatabını buldu, ki şaşması fazla imkansız olmaya başlamıştı. On beş gündür doğru düzgün yüzünü göremediğim ve sadece birkaç saat önce üstün körü selamlaşıp oturduğumuz için yine özlemimi gideremediğimden, burnumda tütüyordu it.
Vücudumu saran titremeyi görmezden gelerek sakin bir şekilde yanına yürürken elindeki sigarayı yere atıp spor ayakkabısıyla ezdi. Heyecandan göğsüm ağrıyor, karbondioksit alıp oksijen veriyordum anasını satayım. Bir de bu herif bana aşkım diyerek iyice delirmeme neden oluyordu.
Kendi kendime gülmeden edemedim. Berkan'dı abi karşımdaki, hiç tahmin edemeyeceğim, hiç olurunun olmayacağı herife vurulmuştum. Onun tek bir hareketiyle kafayı yiyecek dereceye gelmiştim.
Başını hafifçe kaldırıp bana baktığında kalbim tekledi. Ayarlarımla oynaması için nefes alması bile yeterliydi aslında, hiçbir şey yapmasına gerek kalmıyordu.
Derin bir nefes alıp karşısında durduğumda saçlarını dağıtıp hafifçe gülümsedi. İstemsizce yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım. Kendimden hiç beklemediğim tavırlar sergiliyordum ve bu utanmama neden oluyordu. Ulan, ben şimdiye kadar hiç kimsenin karşısında böyle heyecanlandığımı hatırlamıyordum.
"Ne o, heyecanlandın mı?" diyerek sırıttığında gözlerimi devirdim.
"Yav he," dedim ifademi sabit tutmaya çalışırken. "Bıdı bıdı yapma, gel bi' sarılayım."
İkimiz de öküz gibi heriflerdik ve sarılmak dışardan bakıldığında çok abes kaçan bir şeydi bizim için. Lakin o iş öyle basit değildi, dışarıdan bakanlar ikimizin arasındakileri de bilmiyor, görmüyordu. O sarılış bana neler neler vaadediyordu, bahşediyordu kimse bunu benden iyi bilemezdi.
Berkan'ın kolları etrafıma dolandığında aynı şekilde sarılıp burnumu boynuna yasladım. Göz kapaklarıma kadar titrerken özlemle yanan bedenim biraz da olsa pekişmişti. Hislerimi kontrol edemiyordum, ne oluyordu bana bir fikrim yoktu ama böyle anormal davranmamam gerekiyordu.
Böyle mi sevilirdi anasını satayım?
Kokusunu ciğerlerime iyice depolarken gülümsüyordum. Berkan'da huzur bulacağımı birkaç ay önce söyleseler, götümle gülerdim ama şimdi, ne bileyim. Çok farklıydı abi bu.
Usulca ayrıldık birbirimizden. Sonra Berkan'ın yüzü benimkinin hemen ötesinde durdu. Ellerini boynuma sarıp dudaklarıma indirdi bakışlarını. Gözlerimi istemsizce kapadığımda ilk kez beni öpeceği gerçeğiyle yüzleşiyordum. Göğsümdeki eleman çıldırmış gibi hızını artırırken dudaklarımın üzerindeki nefesi başımı döndürdü. Ondan böyle etkilenmem normal miydi bilmiyordum ama sadece öpücüğüyle beni boşaltmış bir insandı, kim bilir daha neler yapardı.
Dudakları benimkilere değdiğinde ellerimi beline sarmıştım bile. Ta ki, Giray'ın o nemrut sesi daha buraya gelmeden bize ulaşana kadar. Berkan kendini geri çekerken sinirle dişlerimi birbirine geçirdim. Gözlerimi açarak ona baktığımda onun da en az benim kadar sinirli olduğunu görmek bir nebze de olsa iyi hissettirmişti.
"Ananı sikeyim Giray," diye mırıldandı Berkan. Ardından Giray görüş alanıma girdi.
"Al benden de o kadar amına koyayım," diye karşılık verip Berkan'dan biraz daha uzaklaştım.
Ananı sikeyim Giray.
*
Aslı hocanın emri üzerine yarışma için prova yapmak suretiyle konferans salonuna gelmiştik. Kadının hala şarkı seçememiş olması, beni Aşık Mahzuni'den Rober Hatemo'ya kadar her telden şarkı veya türkü söylemeye zorlamıştı. Ve ısrarla şarkı seçmemesi benim sesime uygun tür bulamadığı gerekçesiydi. Çıkıp yarışmada erik dalını söyleyecektim bu gidişle.